31 Temmuz 2007 Salı

yeğenlerim...

merhaba! dünyada en güzel şey anne olmaktır denir ya hep ben annelik duygusunu bilmediğimden teyzelik diye ısrar ediyorum . tabi teyzelik bu kadar güzelse annelik nasıldır empati de kurmadan edemiyorum. allah herkese bu duyguları tatmayı nasip etsin. tabi hemcinslerimden herkese:) erkeklere de babalık ,dayılık, amcalık gibi duyguları yaşatsın:))
benim iki adet öz yeğenim var , üveylerin sayılarını hesaplamam zor o kadar çok ki:))
üvey derken kuzenlerimin ve arkadaşlarımın çocuklarından bahsediyorum diğerlerine öz dediğimden önermenin sonucu üvey yazmam gerekti:) elbette onları da çok seviyorum. yeğenlerimin ismi ömer faruk ve alperen .ikisi de dünya balı. ömer faruk un ismi hz ömer in ismi olduğu için verilmişti ona bi insan bu kadar mı ismi ile müsamma olur. öylesine adil öylesine, hakperver ki anlatamam. canım şu yaşımda çikulatamı paylaşmaya imtina ederken o küçücük yaşında herkese böler kalanını ya yer ,ya yemez:)) alperen beyimizin adı ise muamma:) ülkücü eniştemiz (teyzemin eşi) ablam ile eniştemin isim koyma tartışmalarından istifade edip kendi ülküsüne göre bi isim taktı çocuğa:) ne eniştemin ne de ablamın dediği olmasın diye de kabul gördü ailede:)
o tam bir afacan, balık burcu oluşundan mıdır ,küçük teyzesine mi çekmiş bilinmez inatçı mı inatçı. öyle inatçı ki 3,5 yaşına kadar inadından konuşmadı,tuvaletini de söylemedi:))) zekası yerinde maşallah dedim ya inat:)) dünyamın en güzel renkleri, hayatımdaki en tatlı anıların aktörleri canım yeğenlerim sizleri öyle çok seviyorum ki; iyi ki varsınız ,iyi ki benim yeğenlerimsiniz. teyzeniz sizi öyle çok seviyor ki kelimelerle bunu ifade etmek mümkün değil. allah sizlere çok mutlu olacağınız güzel,uzun,sağlıklı bir ömür nasip etsin. canlarım sizi çok ama çok seviyorum...

27 Temmuz 2007 Cuma

güncem

merhaba. bugün cuma ve benim en yoğun günlerimden biri iş gününün son günü olması dolayısı ile. bu sebepten canım bloğuma ne yazacağımı bilemiyorum anca vakit bulup girebildim.fakat sık sık açıp baktım yerinde duruyor mu bloğum diye:) sahiplenme ne ilginç bi duygu. kiracıyken insan oturduğu eve önem vermezken kendi evi olduğunda değerini bilmesi, ya da iş arabasını hor kullanırken kendi arabasına kız gibi bakması:), ya da kreş öğretmeniyken bunu meslek bilip kendi çocuğuna çok çok farklı davranması gibi bişey:))) bu örnekler yaz yaz bitmez sanırım. tabi benim örneğim bunların yanında masum ve hatta hoş bile duruyo:) elbette doğru değil bu tavırlar. hiç bişey bizim değil her şey emanet, biz bile... biz bile bize emanetsek ve emanete değer vermek gerekiyorsa ve de bunun gereği yapılıyorsa ne güzel olurdu her şey değil mi. herşeyden önce kendimizi emanet görüyor olsaydık dahi sorunsuz mu olurdu hayat aceba . düşünsenize üzüleceksiniz ve üzülmüyorsunuz "emanetim ben bana ,bu üzüntü bana zarar verir" diye ya da size zarar verecek bişey yiceksiniz " bu bana zarar verir, ben de bana verilen emanete.yememeliyim":) düşüncesi bile güzelmiş yaw:))) o zaman her şey tıkırında işlerdi bu da sıkıcı mı olurdu aceba. sanmam Allah 'ın imtihanı ,sınavı çok. elbette sınavsız hayat olmazdı ,lakin bizler o kadar kendi kendimize sorun oluşturuyoruz, büyütüyoruz ki gerçek sınavlara layıkı ile kafa yorup, kazanamıyoruz. enerjimiz,inancımız,kuvvetimiz öylesine haketmediğini düşündüğüm boş işler ve düşüncelerle dolu ki nihayetinde gerçek sınavdan çakıyoruz.
gerçek sınavı farkedip, bu bilinçle sınavı geçen çalışkan ,aklı başında öğrenciler olmamız temennisi ile...

26 Temmuz 2007 Perşembe

en sevdiğim kız portresi


merhaba bloğumu çok sevdim , nedenini bilmediğim bi heyecan verdi bana bloğumun oluşu. fakat gündüzleri çalışan biri olarak ve iş hayatımdaki sıkıcılıkları paylaşmak istemeyişimden (şimdilik tabi:) - tatilden yeni geldim de stresimi bırakıp geldim yoksa dayanamayıp yazarım- madem günlüğüm olacak bu site ,olumsuzlukları da aktarmam lazım hayat güllük gülistanlık değil. her neyse işte uzun lafın kısası bloğumu çok sevdim sürekli bişeyler yazmak istiyorum ama aklıma da yazacak bişey gelmiyor:) hani insan yeni bi elbise alır sık sık dolabını açar elbisesini seyreder veya dener ya onun gibi bişey :) konu yoksa resim de mi yok dedim kendi kendime ve en çok sevdiğim kız çocuğu portresini paylaşmak istedim . somurtan en güzel insandır kendileri:) onu bloğumda görmek beni çok mutlu edicek .umarım bloğumu ziyaret edenler de ondan hoşlanır. gene de herkesin çehresinin mütebessim olmasını dilerim .zira mütebessim çehre peygamberimizin sünnetidir. birbirine gülümseyerek bakmak sadakadır aynı zamanda . ekonomik dar boğazı sadaka veremeyişe mazeret sunanlara duyrulur. gülümsemek güven veren,ucuz ve huzur verici bi eylemdir. içten gelen gülümseyişlere...

Başlarken...

merhaba!
bugün bloğumun açılışını yaptım. maşallah nasıl temelini attım, nasıl bitti anlamadım göz açıp kapayıncaya kadar oluşuverdi:) tabi bunda benim klavyeyi hızlı kullanmamın faktörü büyük:)) velhasıl benim de artık bi sitem var . aslında bi tane daha vardı ama o ing blog sitesinden alınıparkadaşım tarafından bana hediye edilmişti; fakat ing olduğu için pek kullanmayı becerememiştim. ilk günler süper şeyler yazmıştım fakat arkadaşıma kızıp bi gün hepsini sildim. salaklık yaptım anlaşıldığı üzre:)
her zaman da ilham gelmiyor ki :(gitti gül gibi yazılarım. bu arada hep neden her bişeyi taklit eden bizlerden sivri olanlar türkçe blog siteleri hazırlamıyorlar dediydim içimden ,birileri beni duymuş ya da zaten varmış da benim yeni haberim olmuş:)
sözün özü;
ne olmuşsa olmuş, geç olmuş güç olmamış. bir varmış bir yokmuş. herkesin bir hikayesi, herkesin düşleri,herkesin hüzünleri ve gülüşleri varmış. herkesten biri olan ben,herkeste olan herşeyin bende olan kısmını yazacağım bu bloğa inş..
belki bi günlük gibi olur hep istemişimdir günlük tutmayı ama yazmaya üşenmişimdir. klavye kullanalı kalemle yazmak zor gelmeye başladı zira. bu blog her bakımdan iyi oldu iyi:) hemi de bedava hehheh. ben de merak ediyorum ne yazacağımı ve sabırsızlanıyorum okumak için. hade bakalım rastgele...