30 Nisan 2010 Cuma

Hızla geçen günlerime dair...

Merhaba günlük:) Yine geldi çattı bir hafta sonu:) Artık haftasonu pahasına da olsa çabuk geçmesin istiyorum günler. Çok hızlı geçiyor, tadına varılmıyor, yaşlanılıyor,hızına yetişilmiyor.Ve en nihayetinde mutlak son yaklaşıyor. İyisi mi yavaş yavaş geçsin lütfennnnn...

Dün akşam Birsen ve oğluşu ,Aysel, Nurgül, Ülkü ve eşi ile kızı bizdeydi. İş çıkışı koşa koşa eve gidip onlara yemek hazırladım. 7 yıldır yapmadığım bir çorbayı yapmaya kalkınca da unuttuğumu farkettim:) Atmasyon da olsa yaptım bir şeyler:) Dün neşem çok yerindeydi ,ama halimin yerinde yeller esiyordu:) Bağırsaklarım üşütmüş, her yanım sancılıydı:)

Çarşamba akşamı evdeydim. O akşam her akşam olduğu gibi iş yaptım:) Anneciğim lütfen elin çabuk iyileşsin. Zİra ben bıktım bu durumdan:))))

Salı akşamı İclal ile Cevahir Sahnesi'nde 'Ne Dersin Azizim' adlı tiyatro oyununu izledik. Harika bir oyundu, bilahare paylaşırım:) O akşam İcloş bizde kaldı.

Pazartesi günü de evdeydim.O akşam kışlıkları kaldırıp, yazlık giysileri çıkarttım:) Bütün ailenin giysileri olunca mevzu bahis epey yorucuydu.

Pazar günü kuzenim Emre'nin nişanı vardı. Ma aile oradaydık. Nişan sonrası annem, Nilü ,Saliha ve Alperen ile Karaköy'e, balık ekmek yemeğe gittik. Sonra da köprü altında Haliç'e nazır kahvelerimizi içtik. Ben çok yorgun olduğumdan eve gidip istirahat ettim sonra. Annemler ise nişan kritiğini yapmaya yengemlere gittiler:)))

Cumartesi günü Teyzoşlarım ve Ülkü bizdeydi. Ben çok yorgundum, o sebepten malzeme toplayamadım teyzoşlarımdan:) Gerçi artık onlar da temkili, yazıyorum diye sözlerine dikkat ediyorlar:))))

Cuma günü öğleye kadar mesai yaptım şirkette. Çocuk bayramımı kutlayamadım bu yüzden yaw:) Eve gider gitmez de temizliğe giriştim. Sonra Nilü'ler geldi. İşimiz bitince komşu Yeliz ilebirlikte bizde çay içtik. Ardından ise mutfağa girip akşamki misafirlerimize yemek hazırladık Nilü ile. O akşam Pakize yenge, Fatoş yengem, Adil amcam, Elif ,Emre, Nilü'ler yemekte bizdeydi. Daha sonra Ayşe halam,Savaş ve İsmail'de katıldı bize. O akşam baba sülalemle birlikte bol muhabbetli, hoş sohbet güzel bir akşam geçirdik.

Perşembe akşamı Arzu ablam vardı bizde oğlu Erim ile birlikte. İş çıkışı önce markete gidip alışveriş yaptım,sonra da Arzu ablamlara yemek hazırladım. Hoş sohbetli güzel bir gece geçirdik yine. Çok özlemişim Arzu ablamı ve Erim'i. İyi ki geldiniz,yine gelin, sık gelin...

Bi haftanın özeti bitti, lütfen dediğimi dinleve yavaş yavaş geç günlerim e mi:) Zira her anın değerli;) ...

26 Nisan 2010 Pazartesi

22 Nisan 2010 Perşembe

Günlerimden kesitler :)

Merhaba,bugün haftanın tatilden önceki son gün olduğunu düşünerek çok keyifli başlamıştım ; fakat şimdi yarın çalışacağımız söylendi ve çok sinirlendim:( Oysa yarın için planlarım vardıbenim. Misafir davet etmiştim.Ne yapcam şimdi ben yaaa:( Neyse bakıcam artık bir hal yoluna:(
Dün öğleden sonra işten izin alıp hayatıma dair yeni bir adım ettım:) Hilal ile birlikte hac başvurusunda bulundum. Çıkar mı çıkmazmı bilinmez ama o mukaddes beldeleri yeniden görebileceğim düşüncesi beni çok heyecanlandırdı şimdiden. İnşallah kurada çıkar ve giderim hayırlısı ile.Dün akşam evdeydim. Anneme ve babama yemek hazırladım, bulaşıkları yıkadım, evi topladım:) Tam bir ev kızı oldum anlayacağınız:) Malum annemin eli ameliyatlı, iş başa düştü:)
Salı akşamı Bursa'dan Emre'nin nişanı için gelen yengemleri görmeye annesi Pakize yengenin evine gittik ailecek. O gün annem teyzemden döndü.
Pazartesi akşamı evdeydim.
Pazar günü kahvaltıya Gülcan ve oğlu,Muhterem ve iki kızı,Nilü,Yeliz ve kızı,Seyhan ve İclal bizdeydi. Akşamakadar oturup bol muhabbetli ve gülmeceli bir gün geçirdik. Onlar giderken komşumuz Melahat teyze ve Derya geldi biraz da onlarla oturup, sonra erkenden yatıp deliksiz bir uyku çektim. Annem olmadan misafir ağırlamak çok zormuş. Annemin kıymetini bir kez daha anladım:)
Cumartesi günü temizlik ve alışverişin ardından akşam Seyhan,İclal ,Gülcan ve Muhterem ile Sadabat Sahnesi'nde tekrar Tarla Kuşuydu Juliyet adlı oyunu izledim. Takrar izlediğim oyunlardan aynı zevki almamın sebebi sanırım doğaçlama yapılıyor olması. Hiç önce izlemişim izlenimini hissetmiyorum doğrusu. O akşam tiyatro çıkışı sakatatçı Seyhan sayesinde Sütlüce'de uykuluk yedik. Saliha'da bize katıldı. O gece İclal ve Seyhan bizde kaldı. Seyhan hayranı olan Salih'e "Ablacığım Pazar günü arkadaşlarım erken gelecek sen uyursun bir arkadaşında kalabilir misin" demiştim. Ben öyle dememişim gibi beyefendi hiç olmadığı kadar erken geldi eve:))) Biz geldiğinde Yeliz'deydik, o da girdi önce orada, daha sonra da bizde Seyhan'a kompliman yaptı durdu bütün gece. Tabi onun hareketlerine ve sözlerine gülmekten çenemiz ağrıdı. Cidden çok eğlenceli bir geceydi.
Cuma akşamı Ülkü'ler aldı beni evden emr-i vaki ile ve teyze gelinim Figen'lere gittik birlikte. Figen harika bir kuru fasulye yapmış,hala tadı damağımda:) Ellerine sağlık şekerciğim.
Aaaa iyi kısa sürdü bu kez:) Hadi ben kaçar...

King Kong'un Kızları...



Merhaba, geçen hafta dittiğim Kenter Tiyatrosu'ndaki Devlet Tiyatrolarının sergilediği King Kong'un Kızları adlı oyundan da söz edeyim :) Söz edeyim dedim de unuttum yaw:):)Aslında unutmadım da kelimeleri toparlayamıyorum:)
En iyisi kopyalayım da Devlet Tiyatrosu'nun oyun hakkındaki açıklamasını daha fazla zorlamayım zihnimi:)
King Kong'un kızları, yaşlılar yurdunda çalışan ve meslekleriyle ilgili çok değişik fikirleri olan üç hemşiredir. Son bulması gereken her şey, parlak bir şekilde sona ermelidir. Bu noktadan hareketle bakmakta oldukları yaşlıların ölümlerini de sanki büyük film yıldızlarının hayatından sahneler gibi düzenlerler.
"Çağdaş Alman tiyatro oyunlarının en nükteli ve zekice işlenmiş olanlarından biri." Frankfurter Allgemeine Zeitung.
Rol Dağılımı:
Habibe Merih Atalay, Ebru Unurtan, Mehlika Balkan, Hanife Şahin, Suna Selen, Emin Olcay, Mahmut Gökgöz, Sevinç Aktansel, Turan Günay

Konu:
Her canlı ölüme yazgılı olduğuna göre, bu kadar sıradan olan bir olayı kutlanacak bir şölene çevirmek, uzun süre bunu anımsamak, üstelik de bunu yaşama amacı, şansı ya da bilinci kalmamış yaşlılara uygulamak King Kong’un kızlarının temel amacıdır. Yaşlılığın bilgeliği ve görmüş geçirmişliği imajına asla uymayan, çoğu yarım akıllı insan müsveddelerinin bulunduğu huzurevi sakinleri ve bu insanlara idolleri film starları gibi muhteşem sonlar hazırlayan ölüm melekleri, yani bakıcılarıyla oldukça farklı bir kara komedi King Kong’un Kızları

16 Nisan 2010 Cuma

HUMAYUN...


Merhaba, yine bahsettiğim gibi CRR'de Çarşamba akşamı Seyhan, İclal ,Gülcan ve Muhterem ile "Humayun" adlı konsere katıldık. Seyhan eskiden çaldığı klasik kemençe sayesinde klasik müziğe ve özellikle klasik kemençe sanatçısı Derya Türkan'a hayran:) Türkiye'deyken ne yapabiliriz diye netten araştırma yaparken bu konseri görünce çığlık attı ve mutlaka gitmeliyiz dedi. Biz de onun sayesinde bu konseri izleyip, konser arasında da ona teşekkür ettik. Konser projesi Şenol Filiz ve Birol Yayla'ya ait. Yansımalar grubunun ney ve tambur sanatçıları olan iki müzisyen, İran'lı müzisyenlerle iki kültürün klasik müziklerinden bir sentez oluşturmuşlar. Tınıların çok benzediği iki kültür aslında birbirine müzik açısından yabancı. Umarım bu konserin devamı gelir ve bu iki köklü kültürün eşsiz müzikleri bizlere sunulmaya devam edilir. Konserde ilk olarak yansımalar grubu eserlerini takdim etti. Sonra da İran'lı müzisyenler. İkinci bölümünde ise hem İran hem de Türk müzisyenler birlikte parçalarını seslendirip, çaldılar. Ful dolu olan salonun gençlerden oluşması ise Münip Utandı konserinden sonra ümid vericiydi:). Aaaa bahsetmeden geçemeyeceğim İran'lı müzik topluluğunda iki kadın sanatçı varken, bizim toplulukta hiç kadın sanatçı yoktu:) İran'ı yanlış mı tanıyoruz ne:) İclal dedi orada kadınlar kocalarına kendi soyadlarını verirmiş mesela:) Bizde bunu sadece Tansu Çiller yaptı :) Neyse işte yine yorumuma muzurluk kattım di mi:) Klasik enstürmanların tınılarına mest olduğum, eserlere bayıldığım konser için emeği geçen herkese bin teşekkür...

Kuzguncuk Türküsü...





Merhaba , bahsettiğim gibi geçtiğimiz hafta İclal ve Seyhan ile Devlet Tiyatroları'nın Cevahir Sahnesi'nde sergilenen Kuzguncuk Türküsü adlı oyunu izledik. Güngör Dilmen'in yazdığı oyunu Cemal Ünlü sahnelemiş.Oyun kadrosu ise bir haylikalabalık.

Gülenay Kalkan, Murat Karasu, Ergun Akvuran, Ali Ersin Yenar, Ömer Hüsnü Turat, Ayşe Tunaboylu, Ali Fuat Çimen

Sena Işıldar / Sema Kahriman, Zeynep Orhon, Özden Dindar, Güldestan Yüce, Burak Öner, Mehmet Can Narin, Tuna Öztunç,
Onur Akgülgil, Çetin Kaya, Efe Ünal, Aybar Taştekin, Fatih Koşkan, Ersin Umut Güler, Hilal Özbay, Seda Çavdar, Burcu Arslan, Senem Begisi, Yeşim Mazıcıoğlu, İbrahim Aymaz

Oyun 1955 yılının 5-6 Eylül olaylarını anlatırken , mekan olarak azınlık Türkler'in en fazla yaşadığı semtlerden biri olan Kuzguncuk seçilmiş. Kuzguncuk'ta dostça , kardeşçe yaşayan Türk, Rum, Musevi, Ermeni ve Yahudiler, Mustafa Kemal Paşa'nın Selanik'teki evinin bombalanması ile başlayan olaylar sonucunda parçalanmış. İş yerleri yağmalanan azınlık Türkler göçe zorlanmış. Bıraktıkları evleri, iş yerleri ise aç gözlü insanlar tarafından, bu durumdan faydalanılıp çok ucuza el değiştirmiş.

Kuzguncuk'ta değişik zamanlarda yaşamış olan Marko Paşa,Can Yücel ve Aziz Nesin de oyuna dahil edilmiş. Oyun geçmişimizle yüzleşmemiz açısında bir ayna örevi tutuyordu. Can acıtıyordu aynı zamanda. Bu oalyların yaşandığına hiç şüphem yok.Hiç bir zaman körükörüne milliyetçilik duyguları barındırmadım zihnimde. Hatta İclal'in iki dedesinin evi de Rumlar'a aitmiş. ama iki dedem de masum onlar bu evleri devletten satın almışlar dedi. Hatta babasının bir anısını da anlattı. Babası ,babasından bir kez dayak yemiş o da rumkomşusunun sürekli kapısının üstünde duran anahtarını alıp attığı için. Sonrasında da mahalleli ile birlikte anahtarı arattırmış oğluna.Güven duygusuna bakar mısınız anahtarlar kapının üstünde tutuluyormuş. Oyunca sadece hüzün yoktu dostça,kardeşçe söylenen Rumca ve Türkçe şarkılar da vardı. Oyun bitiminde oyunu ayakta alkışlayınca ben aynı sırada oturan gençler "luna bak bi de ayakta alkışlıyor " deyince İclal de ayağa fırlayıp alkışlamaya devam etmiş:) Biliyorum bu oyun çoğu insanı rahatsız etti. Evet beni de rahatsız etti. Neticede yaşananlar hoş olaylar değildi. Şimdi ders çıkarılıp kardeşçe yaşanmaya vesile olunsaydı tarih şer hayra dönüşmüş olurdu. Ama malesef tarih hala tekerrürden ibaret. Lakin oyunda bizi rahatsız eden bazı unsurlar vardı. İyi Türkler'in kötü Türkler kadar çok öne çıkarılmayışı , bazı repliklerdeki kişiye özel suçlamalar gibi. O suçlamalardaki muhatap devletti, kişilere indirgemek yanlış olurdu. Aynı zamanda oyunun anlattığı konu açısından oyunun zamanı az gelmiş.

Velhasıl emeği geçen herkese teşekkürler...

İster kork,ister korkma:P...

Merhaba, bir haftayı daha geride bırakmak üzereyiz. Bu hafta bana çabuk geçti gibi geldi . Gerçi zamanın acelesi var pazı gibi koşup duruyor:) Pardon zaman yerinde duruyor, biz koşuyoruz değil mi:) Ne acelemiz varsa:)

Dün akşam İclal ile birlikte Devlet Tiyatrosu'nda "King Kong'un Kızları" adlı oyunu izledik. İclal bizde kaldı dün gece.

Çarşamba akşamı CRR'de İclal,Seyhan,Gülcan ve Muhterem ile "Humayun" adlı Türk-İran Klasik Müziklerinin sentezinden oluşan bir konserdeydik. Konser çıkışı İstiklal'de yürüyüp, bir yerde oturup çay molası verdik.

Salı günü annem sol elinden ameliyat oldu. Bu sene maşallah annem ile babam yarıştı ameliyat konusunda:) Neyse ki çok ciddi ameliyatlar değildi.O akşam annemi, 15 gün elini kullanmaması lazım geldiğinden Zübüş teyzeme gönderdim, ben de Salih'in çalıştığı cafede onun için düzenlenen süpriz doğum günü partisine katıldım. Salih'in tiyatro kursundan hocası ve arkadaşları, mahalleden arkadaşları ve Saliha, Ayşe, Elif, Sevde,Gülay ile birlikte hoş bir akşam geçirdik.

Pazartesi akşamı evdeydim. Evimizi temizledim:)

Pazar günü Garipçe Köyü'ne Ayşe'nin davetlisi olarak kahvaltıya gittik Elmas, Saliha, Deniz ve Esra ile birlikte. Oradan da sahilde kahvelerimizi içtik.Ben öğleden sonra Aysel'in yeni taşındığı eve yardıma gittim . Güle güle otur Ayselciğim yeni eviniz ailenize huzur versin.

Cumartesi günü de iş saatimden de erken kalkıp önce Aysel'in annesinde kahvaltı yapıp oradan da Aysel'in evini taşınmadan önce temizlemeye gittik:) Birsen,Nurgül,Özge,Rana ve Gül de yardım etti sağolsunlar. Bu kadar kalabalık olunca işimizi çabuk bitirip yine Aysel'in annesine çay içmeye gittik:) O gece ağrıdan uyuyamadım:) Malum vücut hamdı,pişti:)))

Cuma akşamı evdeydim.

Perşembe akşamı İclal'in iş yerine gittim, dişlerimi temizledi sağolsun:) Oradan da biraz alışveriş merkezini dolaştık.

Çarşamba akşamı yine Aysel'deydim. Bu kez eski evinde toplanmasına yardım ettim:) Saliha'da göya yardıma geldi ama Yaprak Dökümü'nü seyretti:))

Salı akşamı Seyhan ve İclal ile Cevahir Sahnesi'nde Kuzguncuk Türküsü adlı oyunu izledik. Oradan da hayatımda ilk kez Seyhan'ın talebiyle işkembeciye gittik:) Bir kaç kez çok temiz olduklarını bildiğim yakınlarımın yaptığı işkembe çorbasını içmiştim ama özel olarak hiç işkembeciye gitmemiştim. ABD'den gelen Seyhan bize taş çıkarttı doğrusu:)))

Pazartesi günü de yine Seyhan'ın sayesinde Fatih'de bir camide düzenlenen Semazen gösterisini seyrettik. Aynı zamanda zikir de yapılan program benim için bir ilkti.Turistlerin de izlediği gösteride turistlerin saygısına hayran kaldığımı yazmadan geçemeyeceğim. Değişik bir deneyim yaşadığımdan tekrar gitmeyi düşünürüm doğrusu. Fatih Çıtlak eşliğindeki semazen gösterisi ve Tuğrul İnançer eşliğindeki zikir cidden etkileyiciydi. O akşam Gülcan ve İclal ile birlikte Seyhan'da kaldık.

Böylece yoğun 2 haftayı devirdim:) Ders çalışacağım diye sahalardan uzaklaştığımı düşünüp dolu dolu geçirdim günlerimi:) Gerçi geriye baktığımda ders çalıştığım günlerin de hiç tenha olduğunu farketmedim:))) Ay ben bu gezgiçlikle evde kalcam yaw:) Müstakbel eşim olcak şahıs:D korkma inan ev hanımıyken fazla gezmiyorum:) Yani akşamları gezmiyorum.Gündüzleri boşum ya o zaman geziyorum:))))))))))))) Amannnnn isterk kork ,ister korkma:P...

13 Nisan 2010 Salı

Üç abla mağduru Salih,iyi ki doğdun bee:))


Merhaba,bugün üç abla mağduru kardeşim Salih'in doğum günü . Erkek çocuğu hastası olan annem ilk çocuğu dahil tüm çocuklarında erkek olmasını istemiş ama bunu asla dillendirememiş. Soranlara hep "sağlıklı olsun da ne olursa olsun" dermiş:) Böyle iki yüzlülük yaptığı için de Allah ona kız çocuğu vermiş:) İyi ki de vermiş:) 4. çocuğuna hamile kalınca bu sefer dürüst davranıp "sağlıklı bir erkek çocuğu istiyorum" diye açıkça söylemiş:) Babam , annemin hamile olduğunu duyunca küplere binmiş ve zorla aldırmasını istemiş . Annem ne kadar itiraz etse de babamı ikna edememiş. Babam anneme aldırması için para vermiş, annem bunu yapamayıp gitmiş o paraya koluna bileklik almış:) Babam hep "Ben kızlarımdan memnunum başka çocuk istemiyorum" diyormuş. Bir akşam babannemin evindeyken durumu öğrenen babam gene küplere binmiş ve o çocuğu mutlaka aldırmasını söylemiş:) O çocuk Salih bu arada:) Orada bulunan babamın yengesi "Yapma Ali bak diğer üç çocuğundan çıkarır Allah acısını"demiş. O akşam eve dönerken sadece annem,babam ve Saliha'nın olduğu araba çok büyük bir kaza atlatmış. Arabamız pert olmuş ama kimseye bir şey olmamış. Aaa pardon Saliha'nın burnu kanamış:) O akşamdan sonra da babam bir daha aldırma bahsini açmamış:) Annem de ısrarla hamileliğini sürdürmüş:) Bu arada erkek olursa diye bir sürü vaadlerde bulunup,adaklar adamış:) Annem doğum için hastaneye gittiğinde biz Zübüş teyzemdeydik. O gün "Perihan abla" vardı televizyonda hiç unutmuyorum:) Ve tosunumuz geldi dünyaya:) Bütün mahallede bayram havası vardı. Annem bütün adaklarını yerine getirdi. Sıra isim koymaya geldiğinde Aşık dedemin ismi olan Hasan'ı koymak istedik. Hatta çok uzun müddet Hasan diye çağırdık Salih'i tüm mahalle ile birlikte.Fakat baba sülalem Hasan ismini ısrarla istemedi. Dedeme benzer içkici olur diye.Saçmalığa bakar mısınız yaw:) Velhasıl Saliha'nın da ismini koyan Ayşe halam Salih'in de ismini koydu:) Kafiyeymiş:P Zavallı annem sadece Nilü'nün ismini koyabilmiş:) Aslında Neslihan koyacaklarmış ama uzun olur diye Nilüfer koymuşlar:) Arada bir harf oynuyor:) Bu arada bizim üçümüzün göbek adı da Çiğdem:) Onu da anlamış değilim:)Tamam hevesin vardır da birine koyarsın:)) Salih evimize neşe getirdi doğumu ile:) Hepimiz onu çok seviyorduk.Aslında tüm mahalle çok seviyordu. Bir tek babam bizi odadan bir bahane ile çıkartıp gizli gizli seviyordu:) Sanırım aldır diye tutturduğundan çekiniyordu:) Nilü hele acayip düşkündü. Çok zeki , çok tatlı bir çocuktu. Ve sonra Salih ergen oldu:) İşte o zaman tüm dünyamız yıkıldı. Kız çocuklarında görmediği şeyleri gören annem ve babam bu duruma alışamadı.Kendini Salih'in velisi zanneden bizler de:) Hiç doğru davranamadık ona. Hatasız büyüdüğümüzden onun hatalarını hiç kabul edemedik:) Ben zamanla ice kendimi annesi zanneder oldum:) Cep telefonlarını karıştırır, her şeyine müdahele ederdim:) Okullarında öğretmenleri ile irtibattaydım, arkadaşları ile irtibattaydım. Hala da öyleyim:) Onun için çok çaba sarfettim.Kimi doğruydu,kimi yanlış:) Babam bizlere gösterdiği ilgi ve alakayı Salih'e hiç gösteremedi. Annem hala "koç yiğidim" diye bağıra bağıra sever oğlunu:) Bizim ev, kadın egemen bir aile olunca Salih hiç bir zaman" bir evin bir oğlu olma" lüksünü yaşayamadı:) Hala kanepede yatar zavallım:)) Bu arada Salih 'in fotoğrafı haydutluk zamanından kalmadır:)))))))))) Hmmmm aklıma geldi annem aldırdım deyip koluna aldığı bilekliği WC de düşürdüydü:) "Haydan gelen huya gitti " derdi hep:))) Hmmm yine aklıma geldi Salih, Aşık dedeme çok benziyor:)))))))

Doğumgünü kutlayacakken ne çok şey aklıma geldi ve yazdım yaw:) Salihciğim iyi ki doğmuşsunBiliyor musun,seni ,sana bağırsam da, kızsam da çok ama çok seviyorum, seviyoruz... Bizim için çok değerlisin. Hayatını hep sağlıklı,huzurlu ve başarılı yaşayarak geçir. Bu arada biliyor musun hayatta en çok dua ettiğim iki insandan biri sensin. Demekki her dakka aklımdasın. Üç abla mağduru diyorum ya sana sen hep bizi şans görüyorsun, bizden hep övgüyle bahsediyorsun biliyorum. Emin ol sen de bizim için öylesin. İyi ki doğmuşsun,iyi ki varsın.Nice senelere canım kardeşim...

5 Nisan 2010 Pazartesi

Günler...

Merhaba, güzel bir hafta diliyorum hepimiz için...

1 aydır çalışmaya çalıştığım açıköğretim sınavım bu hafta sonu geldi ve gitti:) Nasıl mı geçti? Eh işte fena değildi sanırım. Yoruma açık sorular olduğu için cevaplarımdan emin değilim, bekleyeceğim ve sonuçlar açıklandığında göreceğim neticesini:)

Pazar günü sınava Bayrampaşa'da girdim. Heyecandan mıdır bilemiyorum pek uyuyamamıştım. Annem ,Salih ile bana kahvaltı hazırladı ve portakal suyu sıktı. Arkamızdan okudu bile:) Çok sıkıldım sınavda 1 saatte yapıp çıktım ve Aysel'e kahvaltıya gittim. Birsen de ondaymış hepbirlikte kahvaltı yaptık, muhabbet ettik. Eve geldiğimde vakitsiz bir şekilde uyudum. Kalktığımda misafir geleceğini öğrendim ve evi temizledim:) Dün akşam bize kuzen Ali ve eşi Gönül geldi yatıya. Geç saatlere kadar muhabbet ettik , onlar sabah çok erken saatte havaalanına gitti. 2 günlüğüne Gönül'ün ailesini ziyarete gideceklerdi. Havaalanına bizden gitmesi daha yakın diye bizi tercih etmişler:) Ne iyi etmişler. Bizim odayı onlara verince salonda Salih, Saliha ve ben birlikte yattık. Salih yerde yatmasına rağmen bu durumdan çok memnun oldu.Işığı söndürdüğümüz halde hiç durmadan espiri yaptı. Yıllar sonra tüm sülalenin ne konumda olduğunu hayal edip, söyledi durdu. Ben gülmekten biraz kaçırdım, bizim odada misafirlerimiz olduğundan değiştiremedim de:))))))))))))) Bu da bir ilk oldu benim için:) Yaşlanıyor muyum , neyim:) Sonunda tekme atarak Salih'i susturdum ve ıslak ıslak uyudum:))))))

Cumartesi günü İclal ve nurgül ile yine Bayrampaşa'da tesadüf aynı okulda girdik sınava. İclal bizde kalmıştı, hepbirlikte gittik okula. Cmt günkü sınav biraz daha iyiydi. Sınav sonrası birlikte İstanbul forum alışveriş Merkezinde biraz dolandık ve gelin Gönül'ün çalıştığı şirkete uğrayı birlikte kahve içtik. Sonrasında İclal ile ABD'den gelen Seyhan'ı görmeye Muhterem'in evine gittik. Gülcan da oradaydı birlikte hoş vakit geçirdik,sınav stresini de attık güzel dostlarla böylece.

Cuma günü iş yerimden biraz erken çıktım ders çalışmak maksadıyla. Fakat uyukladığımdan pek ders çalışamadım. Akşam üstü Nurgül çağırınca ona gittim hem hazırlanamayan Nurgül'e bildiklerimi aktardım, hem de tekrar yapmış oldum. İclal de oraya geldi geç vakte kadar tekrar yaptık.

Perşembe günü ders çalışmaya çalıştım evde:) O gün için aldığım tiyatro biletini Aysel ve oğlu Mücahit'e aktardım üzülerek:)

Çarşamba günü de evdeydim.

Salı günü İclal ile önce İki Çarpı İki adlı oyunu izledik, oradan da Fatma'ya gittik. O gün hem Fatma'nın, hem de Hilal 'in eşleri şehir dışında olunca o gece genç kız zamanımızdaki kadromuz toplaşıp çok harika bir gece geçirdik. Bu kez fazlalıklar vardı tabi:) Fatma'nın kızı Behiş ve Hilal'in oğlu Asaf:) İyi ki de vardılar:) Yaaaa ben bu grubu çok seviyorum. En yakın 3 arkadaşımla sabahlamak harikaydı doğrusu.

Bu hafta annem Cumartesi gününe kadar yoktu. O olmayınca evimiz çok sessiz oluyor:) Ama okuyanlar anneme lütfen bunu söylemeyin:) Ayşe halamla birlikte önce Yalova'ya Mürüvet halamlara gittiler, sonra Bursa'ya amcamlara... Biz de yemeksiz ama sakin bir hafta geçirdik. Bu duruma en çok babam içerlemiştir. Saliha'nın yaptığı makarnalarla geçirdi bütün bir haftayı:))) benim için hiç sorun değildi:))))

Seni çok seviyorum anneciğim , Allah seni başımızdan eksik etmesin hiç bir zaman. Ama az biraz az konuş ve az soru sor lütfen:))))) Çok alındığndan yüzüne diyemiyorum da, buradan yazayım bari dedim:)

Sevgiyle kalın dostlar, hem de sağlıcakla...

İki Çarpı İki...


Merhaba, Salı akşamı İclal ile Küçük Sahne'de Bahiç Ak'ın yazdığı ,Seray Gözler Yeniay ve Adnan Biricik 'in oynadığı "İki Çarpı İki" adlı oyunu izledik. Oyunda iki kişi rol alıyordu ama 2x2=4 insan vardı sahnede:) Evet 4 farklı karakter karşılaştırmalı olarak bakış açıları, kişilikleri , davranış biçimleri ile sahnede idi o akşam.Tabi bunu hissettiren üstün performansları ile değerli oyunculardı. Oyun bana farklı karakterdeki birleşmelerin ilişkide yararlı olduğunu, eksik yönlerin diğerinde bulunması ile tamamlandığını hatırlattı. Zaten erkek ve kadın birbirini tamamlayan bir yaradılışta yaratılmıştır benim düşünceme göre. Bunun bilincinde olursa insan süper bir birliktelik olur. He bu kabul edilmezse işte o zaman çok zor ve sorunlu bir evlilik veya birliktelik yaşanıyor demektir:)

Velhasıl keyifli bir oyun izlememize vesile olan tüm emektarlara selamlar...