30 Eylül 2009 Çarşamba

GEÇMİŞ OLA PİŞMANLIK!

GEÇMİŞİ HATIRLAMAYANLAR ONU BİR KEZ DAHA YAŞAMAYA MAHKUMDURLAR...


GEORGE SANTYANA

25 Eylül 2009 Cuma

Teşekkürler Ayşe ve Hilal...

Merhaba, bu hafta hiç yazasım yok aslında.Bazen böyle ketumlaşıyorum işte. Oysa gayet huzurlu bir hafta geçiriyorum. İş yerimde ofisteki arkadaşlarımdan başka herkes izinde. Çok sessiz,sakin, stressiz bir hafta yaşıyorum . Demek ki huzur yazdırmıyor beni:) Ama sevinç durdurmuyor.
Çarşamba günü beni inanılmaz mutlu eden bir haber aldım canım arkadaşım Ayşe'den. Ayşeciğim çiçeği burnunda bir anne adayı. Bunu öğrenince hem çok mutlu oldum hem de gözyaşlarımı tutamadım. Allah'tanki akan meredler mutluluktan aktı bu kez:) Hernedense bebek müjdesi bana tarifini yapamayacağım bir mutluluk veriyor. Ayşe 'nin çok iyi bir anne olacağından adım gibi eminim. Bebeği çok şanslı, mutlu bir ailede dünyaya geleceği için. İnşallah hayattaki olumsuzluklar karşısında ümitvar olan, sağlıklı, huzurlu bir yaşam sürer. Ayşeciğim, bebeğini taşırken, doğururken ve büyütürken sana kolaylıklar diliyorum. Varsa eksiklerini gidereceğin, en güzel şekilde yetiştireceğin, senin ondan , onun senden ve Allah'ın sizden razı olacağı şekilde bir yaşam sürmenizi can-ı gönülden diliyorum. Sen beni mutlu ettin, bebişin de seni mutlu etsin:) Sizi seviyorum...
Aynı gün 2. güzel haberi veren kişi de Hilalciğim oldu. Kasım'da Gaziantep'e gideceğimden bahsetmiştim ya. İlk başta Elmas ile ben yola çıkmıştım. Daha sonra arkadaşlar birer birer gezi programımıza dahil oldular. En son Çarşamba günü Hilal "bana da bilet al " diye yazınca msn.de inanılmaz şaşırdım ve sevindim. Hilal'den sık sık bahsediyorum benim en yakın arkadaşım diye. Fakat evlendikten sonra arkadaşımı eş,çocuk ve iş üçgeninde boğulurken kaybettim:) Bu durum bana çok dokunsa da onun iyi olduğunu bilmemle biraz sıkıntım hafiflese de, bu duruma alıştığımı söyleyemeyeceğim:) İşte yıllarca içtiğim suyun ayrı gitmediği fakat 4 yıldır birlikte program yapamadığım arkadaşım şeytanın bacağını kırdı ve eşinden izin kopartıp bizimle geziye geliyor inş. 2 gün de olsa bu bana ve ona iyi gelecek:) Bakalım sudan çıkmış balık olan Hilal ile neler yapacağız:) Seni de çok seviyorum Hilal.
İyi ki varsınız ve iyi ki beni mutlu ediyorsunuz...

23 Eylül 2009 Çarşamba

Şekerler, Ramazan bayramınız mubarek ola...

Merhaba, tüm dostlarımın geçmiş bayramını tebrik ederim. Ben bu bayram "hayret, nasıl bu bayram evdesin" sualine maruz kaldım her kesimden ve herkes tarafından sık sık:) Şayet geçtiğimiz hafta Cumartesi ve Pazar günü çalışsaydım bugün ,yarın ve ertesi günü çalışmayıp 1 haftalık tatil yapıyor olacaktım ki işte o zaman beni kimse tutamazdı buralarda:) 3 gün için bir program yapmayıp hakkımı Kasım ayında gideceğim Gaziantep gezi programıma sakladım. Velhasıl harçlık alamasam da ailemle birlikte geçirdim bayramımı:). Salı günü iş yerimdeydim, ek işimi yaptım:)Çarşamba günü evdeydim. Perşembe günü gündüz iş yerimden izin alıp kuzen Mustiile Toki evlerine bakmaya gittik. Oradan da kaçamak yapıp İkea'yı gezip, alışveriş yaptık birlikte. Akşam iftarda Musti,Beri, Durdu abla,Nesli ve Emine iftardaydı bizde.Cuma akşamı da Musti ile Beri iftardaydı bizde. İftar sonrası Arzu ablama geçmiş olsun ziyaretine gittik birlikte. Dönüşte annem ile ben Musti'lerde kaldık. Canım kuzişim bize harika bir sahur sofrası hazırlarken ben Arog'u izledim DVD den. Neden o kadar eleştirdiklerini anlamadım ben, gayet başarılı buldum filmi ,emeğine sağlık Cem Yılmaz'ın. Demek ki eleştirilere kulak asmayıp seyretmem lazımmış sinemada. Ertesi günü Beriş ile Eminönü'ne geçtik vapurla, Musti bizi aldı ve beni Nilü'yebıraktılar. İftara ablama davet ettirdim kendimi:) Geç vakit apartmanın bahçesine çıktık komşuları ile çay ve muhabbet eşliğinde güzel saatler geçirmiş olduk. Alperen "teyze babannem bizde çok kaldı sen de kal ne olurrrr" deyince kıramadım beyimizi:) Çok alem çocuk babannesine de "çok kaldınız biraz gidin , yine gelirsiniz" demiş:) Ne sevmesine doyum olur, ne kovmasına :) Bayram günü hepbirlikte kahvaltımızı yaptık. Ben eve geçtim ki kabusum başladı o saatten sonra:) Hiç bir bayram bu kadar misafir ağırladığımızı hatırlamıyorum:) Büyük teyzemi arayıp "lütfen bayramları İstanbul'da geçirin" diye yalvardım sonrasında:))) Teyzem burda olsa o büyük olduğundan onda toplanırdık:) Böyle zamanlarda büyükbaba ve büyükannelerimin göçüşüne daha da üzülüyorum:) Tevbe estağfirullah yaw:) Neler diyorum ben böyle:) Mutfakta belim kopunca hizmet etmekten sapıttım sanırım:) Saliha hanım da her zamanki gibi hiç yardımcı olmayınca cidden fazla yorulmuşum sanırım:) Saliha hanım 1. günü hastaydı, 2. günü nasıl iyi olduysa:P Bursa'ya amcamların yanına gitti. Neyse bu kadar şikayet yeter:) 1. günü Nilü, eniştem ve çocuklar, Ülkü ,Eyüp,Mustafa ağabeyim,Figen,Gülay ,Erdem ağabey,Rukiş,Erhan ağabey, Emre,Rahmi,Yeliz , Aysel,Mithat hatırıma gelen ziyaretçilerimiz. Çocuklarını tek tek yazmaya uğraşmadım:) Aaaa bir de sabahtan annem iş yaparken mahallenin çocukları zile basıyormuş annem o an iş yapmayı kesiyormuş, evi bir sessizlik kaplıyormuş:) Saliha kahkahalarla anlattığında ben de kahkahamı saklayamadım:). Annem ise üstünün müsait olmayışı ile savundu kendini:) 2. günü Salih'in arkadaşı Salih , annemin arkadaşı ve çocukları geldi gündüz. Akşam ise Zübüş teyzem,Ercan eniştem,cin Ali,Gönül,Engin,Sevinç yemekte konuğumuzdu.Biz Ramazan modundan çıkamayıp annemle iftar sofrası gibi harika bir sofra kurma çabasına girişince epey yorucu oldu tabi:) 3. günü ise "eeeee yeter gari" deyip attım kendimi dışarı:) Bütün büyüklerimle telleşip kendime armağan ettim 3. günümü:) Ne acı bayramları tatil görüyor oluşum. Ama ne yapayım tatillerim yeterli olsa ben de bu bakış açımı değiştirirdim:) Hoş bayramlar bana sadece nedenini bilmediğim bir hüzün verir. Elmas, Deniz,Ertan ve Ata ile dün Maşukiye'ye alabalık yemeğe gittik. Ama bizi alabalıktan ziyade mıhlama,kaşarlı mantar ve kiremitte peynir mest etti. Yağışlı ve açık havada ardından içtiğimiz sıcak demli çay ise ne iyi gitti yaw. Garsonlar oburluğumuza şaştı kaldı siparişlerimizin biri gidip, diğeri geldi:) Fırında helvanın yanına Elmas ekmek isteyince "abla ben getiresiye siz bunu bitirmiş olursunuz" deyince garson ,koptuk biz:)) Dönüş yolundaki malum trafikte ben bol bol şiir okuyup milleti bunalttımsa da Karaköy'de içtiğimiz çirkin Türk kahvesi ile son buldu kısa gezimiz:) Uzunca bir özet oldu sanırım bu yazı:) Lafazanlığım mı üstümde ne:) Neyse artık hoş görün bayram niyetine:) Sevgiyle...

15 Eylül 2009 Salı

En mutlu olduğum doğum günü hediyem...


Merhaba, canım arkadaşım Yaprak Cumartesi günü kargo ile resimdeki harika şalı göndermiş bana. Malesef 2 gündür iş arkadaşım rahatsız olunca bu kargoyu bana teslim etmeyi unutmuş. Yaprak biraz evvel sorunca, Damla ile seçtiği bu güzel hediyeye kavuştum:) Dahası bu ince davranışı ile beni hem çok mahcup hem de çok mutlu etti. Aldığımdan beri ağzım acıdı gayr-i ihtiyarı tebessüm etmekten :) Yaaaa cidden böyle güzel dostlara sahip olduğum için çok ama çok şanslıyım. İyi ki seni tanıdım Yaprak, hayatımın geri kalanında hep ol e mi. Seni ve Damla'yı çok seviyorum. Yine, yeniden çok ama çok teşekkür ederim...

9 Eylül 2009 Çarşamba

Güncemden...

Merhaba, Salı'nın sallanmadan geçmesi temennisi ile:))... Güzel hafta temennimi Pazartesi günleri dile getirdiğimden bugün değişik bir şey deneyeyim dedim:) Can sıkıntısından ne yapacağımı şaşırdım mı ne:) Dün akşam malum iş yerimde fazladan mesaideydim:)Pazar günü full evdeydim. Pinekledim durdum bütün gün.Cumartesi günü eski komşum Figen'e gittim. Gönül abla, Hatice abla, Figen'in annesi ve daha sonradan bizim Nilü ve çocuklar katıldı aramıza. Alperen apartmandan girerken "aaa burası nevbahar teyzemin tek başına yaşadığı ev" demiş:) Sonra da bana "teyze sen burda yaşasana yine biz sana gelelim" dedi:) Evlerimiz çok yakındı ya sık sık uğrardı Nilü'ler. Ne yalan söyleyeyim artık evim aklıma bile gelmiyor sadece apartmandan girerken çantamda anahtar aradım, girince de hemen posta kutusuna gitti elim. Otomatik davranış dedikleri bu olsa gerek:). Eski komşularımı çok özlemişim, güzel, sakin, muhabbetli bir gün geçirdim onlarla. Misafirperverliğin için teşekkür ederim Figenciğim. Cumartesi akşamı da Özgül 'e gittik İsmihan ve Saliş ile. Diğer arkadaşları Duranay da vardı hem tanıştım hem de çok sevdim. Oğlu Obencan da beni sevdi:) Kızlar rahat etsin diye çocukla saatlerce oynadım:) "Ablaa abla" diye peşimden ayrılmadı. Annesi beni dadı olarak alırsa şaşırmam:) Çok tatlıydı maşallah.Cuma akşamı da evdeydim. Artık kış geldi ben genelde evde olurum:)Perşembe günü gündüz umreden ablalarım Nesime ve Şule ablalar geldi beni ziyarete iş yerime. Çok sevindim onları görünce. Umreden beri ilk kez gördüm, oraları görmüş gibi oldum:) Sağolsunlar bana çikolata ve 2 adet kitap hediye getirmişler . Daha uzun kalmalarını isterdim ama çok uzun kalamadılar malesef. Ama beni çok mutlu ettiler. Teşekkür ederim . Akşam da Birsen ile birlikte Aysel'e gittik. Daha sonra Saliş de katıldı.Çarşamba akşamı ne yaptığımı hatırlamıyorum:) Sanırım evdeydim:)İlla bir günü hatırlamazsam şaşarım yaw:) Neyse işte geçiverdi günler böyle bir şekilde. Ömür akıyor da ben nere gidiyorum? Felsefik bir soru oldu hiç derinlere incek modda değilim. Sorumu geri aldım:) Kalın sağlıcakla...