30 Ocak 2008 Çarşamba

Sobelendim:)))

Merhaba, Su damlam beni sobelemiş:) İlk kez böyle bir şey oluyor , bloklarda okuduğumda merak ederdim bu sobe işi nasıl oluyor diye :) Şimdi beni sobeleyen biri var ama anlamadım nasıl olduğunu :))) Allah'tan sudamlam da pek anlamadığını ifade etmiş de rahatladım:) Heyecan da yaptım yaw. Şimdi sobelendim ya , ebe mi oldum:) Hafta sonu yeğenlerim ile oynamıştım saklambaç. Çok eğlendim ,bakalım bu zor sorulara cvp verirken de bu kadar eğlenebilecek miyim:)

Ekran görüntüm ?

Çok sık ekran görüntümü değiştiririm, değişikliği çok severim çünkü...

Ama şu anki ekran görüntüm karakalem çizilmiş, sema dönen , semazen resmi.

2007 yılı tüm dünyada Mevlana yılı kabul edildikten ve Mevlana'nın hayatını anlatan "Can ateşinde kanatlar" adlı tiyatro oyununu izleyip, canlı canlı yeğenlerimin sünnet düğününde semazenleri seyrettikten sonra merak sardım Mesnevi'ye ve Mevlana nın öğretilerine...



Yapmak isteyip de yapamadıklarım?

Hmmm, işte bunu düşünmem lazım ekran görüntüm kadar kolay değil:)

Üniversitede Edebiyat bölümünü çok okumak istemiştim ve okuyamamıştım:(

Ud çalmak ... Bundan hala ümidim var belki yapabilirim.

İstifa etmek:) Bunu da hala yapabilirim, kovulmadan istifa edersem:)

Kilo vermek, Çalışıyorum:)

Umreye gitmek, Arap hükümeti bayanları yalnız kabul etmiyor ,şimdiye çoktan giderdim yoksa(

Doğru düzgün bir evlilik yaşamak:)

Çocuk yapmak:)

Dünyayı gezmek

Psikolog olup ,bütün derdi olanları bedava iyileştirmek,

Paramın ve malımın çok olması ve herkese yardım edebilmek,

Savaşları durdurabilmek,

Kötüleri ve kötülükleri yok etmek,

Mutsuzların mutsuzluklarını ortadan kaldırabilmek,

Yabancı dilleri konuşabilmek,

Anlayacağınız ümitvarım sanırım çoğunu yapabilirim:)Allah sıhhat versin de...



Hayatta en keyif aldığım şeyler?...

Yeğenlerim...

Yemek yemek:)

Sevdiklerimle birarada olmak,

Gezmek,

Hediye alıp,vermek,

Hakkımı müdafa etmek,

Birilerine yardım etmek,

Çikolata yemek:)

Güzel giyinmek

Tiyatroya gitmek

Dizi izlemek (çoğunlukla asık suratla ,ya da ağlayarak izlesem de:)

Şiir okumak



Aklıma gelenler bunlar oldu. İnşaallah sobelenme işini becerebilmişimdir. Bu yazıyı yazarken, bir yandan da msn de en yakın arkadaşım olan Hilal 'den yardım istedim. Genelde onun verdiği cevapları geçirdim. O beni çok iyi tanıyor bunu bir kez daha anladım.İnsanın kendini anlatması ne zormuş:)

Hilalciğim yardımın için sana çok teşekkür ederim.



Benim de birilerini sobelemem gerekiyor sanırım:) Eğer daha önce sobelenmemişlerse Asheke, Kelebekk ve Mehmet Asaf'ı sobeliyorum :) Zaten fazla blog arkadaşım da yok:(

Kalın sağlıcakla...

Hamiyet Akan 'a...

Merhaba, her gün olduğu gibi bugün de bloğunu kontrol edip, yazına rastlayınca önce sevindim,sonra içeriği ile üzüldüm:(

Ben senin yazılarını yeni yeni okumaya başlamıştım, yeni bloğuna rastlamıştım; kısmetime sen ise yazmama kararı aldın:( Anlayamıyorum nedenini. Sorunların olabilir, hangimizin yok ki:( Bu bloğunu kapamak için nasıl bir mazeret teşkil edebilir? Elbette saygı duyuyorum ama gerçekten de üzülüyorum. Bir evvelki yazında "helal ettim" şiirini yayınlamıştın mesela. Ben o şiiri kaç arkadaşıma okuttum "ne güzel bunları diyebilmek dua edelim de biz de helal ettim diyebilelim yürekten" diye .

Sen gerçekten özel birisin, şu veda yazındaki önem dahi bunu ele veriyor.

Kalemi çok kuvvetli birinin yazmama kararı alması beni çok üzüyor:( İlla şiir, edebiyat yazman da gerekmiyor ki, derdini paylaş,hüznünü paylaş ama yaz... Ben seni okumayı seviyorum.Bencilce mi davranıyorum bilmiyorum ; fakat yazmanın sana da iyi geleceğini düşünüyorum:(

Sağlığın için, huzurun için ve yazman için her zaman duamda olacağını bilmeni isterim.

Sevgiyle ve bekleyişle...

29 Ocak 2008 Salı

Kibarcık şarkım...

Merhaba, size Türk Sanat müziğinin en kibar şarkısını takdim edeceğim.

Sözlerini şaşırabilirim diye netten baktım ; ki malesef 3. sayfa aramasında bestekarını bulabildim:(

Söyleyen kişi olarak Müzeyyen Senar yazıyordu da bestekarı hiç yazmıyordu yaw:(

Neyse ki bulabildim, Selahattin Pınar...

Güftekarı ise Fuat Edip Bahşi. Hicaz makamında ve aksak usulünde olduğunu da öğrendim bu sayede:) Şu makamlara bir türlü kafam basmasa da ahenkteki rolünü anlayabiliyorum. Tıpkı kurallar gibi gerekli ama zor birşey olsagerek:) Çok uzatmadan en sevdiğim şarkılardan birini, kibarcık şarkımı sizlerle paylaşayım."Daha önceleri nerelerdeydiniz? " sualini yöneltebileceğimiz insanlara rastlamak ümidi ile... Bir bahar aksami rastladim size
Sevinçli bir telas içindeydiniz
Derinden
bakinca gözlerinize
Neden basinizi öne egdiniz?

Içimde uyanan eski bir
arzu
Dedi ki: yillardir aradigim bu!
Simdi soruyorum büküp
boynumu:
Ahhhh!!!
Daha önceleri neredeydiniz?


Bir Bahar Aksami Rastladim
Size


Kibarcık şarkım...

28 Ocak 2008 Pazartesi

Biriken günlerde...

Merhaba, uzun zamandır yazmayı atladığım olayları yazayım blokcuğuma :) herkese huzurlu ve sağlıklı bir hafta dileyerek...

Çarş. günü her zamanki gibi Elmas ,Ayşe yi de alarak bize geldi, dizi izlemeye:) Fakat bu kez antenin azizliğine uğradık; bir diziyi zor seyredip muhabbet ettik:) Muhabbetin konusu bilimseldi:) sınırlarımızı çizmek ve korumak üzerine:)

Aynı günün gündüzü annemin günü vardı, akşam ablamlar kayınvalidesine geçti ki kısa da olsa yeğenlerimi görme şansım oldu:)

Perşembe günü Nurgülcüğüm çocukları ile bir kaç saatliğine uğradı bana ki evde kimse olmadığından bolca muhabbet ettik. Tabi yetmedi:( O akşam annemin ayağından emar çekilecekti ben Nurgül'ün sayesinde yırttım:) Saliha götürdü annemi hastahaneye:) Sürekli mesaj atıp taciz etmekten de geri kalmadı " sen rahat rahat otur" gibi:)... Aslında hastahaneden bir sürü malzeme ile döndü- güldürecek vakıalarla:)... Üzülecek haberler olmasın hiçbir zaman inş...

Cuma akşamı tiyatro dönüşü Arzu ablam ,Erdim abim, Erim ve Musti geldiler bize. Musti döndü diğerleri kaldı malesef:)))) Üçlü koltuğu neyseki kaptım da ,Saliş ikili koltukta epey zorlandı:) Eeee ne yapalım gülü seven dikenine katlanır:) Sabahına Salih döndü Balıkesirden ,yarı yıl tatiline girmiş beyimiz:) İnş. final sonuçları hayırlı gelir bu arada...

Cumartesi öğleden sonra Nilü ye Sacide , annesi Müzeyyen Teyze ve Zehra geldi çocukları ile...

Sacid benim yatılı okulda aynı sırayı, yanyana ranzaları paylaşarak okuduğum arkadaşım. Araya yıllar girse de, farklı meşakketler yoğunluklar yaşayıp çok nadir görüşebilsek de aynı o yıllardaki gibi samimi bir dostluğumuz var. Onu çok seviyorum. Dolayısı ile onu görmek bana çok iyi geldi. Sacid ile inanılmaz bir elektiriğimiz vardı. Birbirimizi çok iyi tamamlardık.Öyle ki bir anda o bir kılığa bürünür ben bir kılığa hiç hesapsız sanki kırk yıl düşünülerek hazırlanmış bir tiyatro oyunu sergilerdik, tabi ki doğaçlama idi. Onunla bu oyunlarımız çok meşhurdu ,öğretmenlerimiz odalarına çağırır, bize "hadi bizi eğlendirin "der, biz de anında bir şeyler bulup oynardık:) Ne günlerdi yaw:) Zehra da Nilü nün yatılı okul arkadaşı. Onlar kuzenler biz kardeş:) Aynı zamanda hemşehriyiz de. Bir sorun var Sacid'in çocuğu ergenliğe giriyormuş:) Bu büyük bir sorun benim için :))))) Aynı yaşıtız da:) Cmt. akşamı Nilüdeydim ,Saliş de geldi yeğenlerimizle saklambaş oynadık:)

Pazar günü de Ömerciğim kahvaltı hazırlamış beni de çağırdı sağolsun, akşam üstüne kadar oradaydım .Akşama Ferhancığım geldi anneme, oğlu Mehmet Selim ile birlikte. Eşli çalışıyordu amcacı ve kuzenleri almaya geldi onu.Birer kahve içtik hepbirlikte. Ferhancığım ile de uzun zamandır görüşememiştim .Gene evde kimse yoktu ve bol muhabbet ettik, doyamasak da...

Ferhancığımı görmek de bana çok iyi geldi. Seni çoks eviyorum Ferhan yaaa...

Dün bir özel gelişme oldu Miray ablam istendi, kuzen Musti nin kız arkadaşına görücülüğe gitti annem ve yengemler usulen:) İnşaallah hepsi çok ama çok mutlu olur.

Amma yazmışım yaw:) Ayrıntıyı seven bir başak burcu elemanı olduğum belli oluyor di mi:)

Farkettim de bol bol gülümsemişim gene bu yazımı yazarken :) Eee normal değil mi ,bol bol dostlarımla biraraya geldiğim bir hafta olmuş.Kısmetli bir hafta geçirmişim şükürler olsun...

Siz de, dostlarınız ile birlikte ve kalın sağlıcakla...

YAŞAR, NE YAŞAR , NE YAŞAMAZ...


Merhaba,Cuma akşamı Aziz Nesin 'in "Yaşar ,ne yaşar ne yaşamaz" adlı oyununu izledim şehir tiyatrosunda. Ayşe,Elmas ,Saliş ile...

Müzikal oyunun tanıtım afişinde "çalgılı,şarkılı oyun" yazıyordu. Gerçekten de öyle idi :) ve de çok sürükleyici ... 3 saate yakın süren oyunu hiç sıkılmadan izledim. Komedi oyunu olmasına rağmen ben nedense üzüldüm de:) Her zamanki gibi sempati sistemim devreye girdi ve ağlanacak halimize güldürmeye çalışırlarken oyuncular , ben üzüldüm bir yandan da Yaşan'ın haline. Ciddi söylüyorum aynen bunları hissettim:) Sanırım depresif mizaclı bir yapım var:) komedi de bile dram yakalayabildiğime göre:) Trajikomik işlenmiş bu oyunu kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim.

Ayşe uzun zamandır ilk kez tiyatroya gitmiş, oyun çıkışında çok memnun kaldı "dediğiniz kadar avrmış canlı izlemenin tadı başkaymış" dedi. Bundan sonra tiyatro seyirlerimizde bize zevkle eşlik edeceğini söyledi. Saliş 'i zorla götürmüştüm ama o da çok memnun kaldı:) Hep böyle oluyor emr-i vaki yapıyorum ama sonunda onlar gülüyor:) Olan, aldığım biletleri satmak için ona buna telefon açıp, yalvaran bana oluyor:) Olsun çok sevdiğim tiyatroya katkım oluyorsa ne mutlu bana...

Sevgiyle...

23 Ocak 2008 Çarşamba

Diyetteyimm,çok mutsuzum, açım:(

Merhaba, çok mutsuzum çookkk:( Çünkü rejimdeyim Son 6 ayda ,yeğenlerimin sünnet düğününü atladıp "oh" deyip verdim kendimi yemeğe. Bir de Ramazan ayı, bayramlar ve tatil araya girince saldım kendimi sanırım. Tam 10 kg almışım da:( Tabi bu kilolar bende durduğu müddetçe hiç mutlu olamazdım ve araştırmalarım sonucu bir diyetisyene gitmeye karar verdim. Cumartesi günü gittiğim diyetisyen beni hayal kırıklığına uğrattı. Ben onu netten bulmuştum , meğer tv de çokça çıkan bir beymiş. Nette dediğine göre "Urfa kültürü olan bir adama çiğ köfteyi bırak, brokoli ye" demezmiş, yedirerek zayıflatırmış bir de akupunkturla desteklermiş zayıflamayı ...

Hepsi palavra çıktı. 5 dk yanında ya durdum ya duramadım, sonra topluca aldı yeni gelenleri tv den dahi daha az bir konuşma yapıp, elimize de birer diyet listesi verip yolladı:(Sağolsun cmt gününü de serbest bıraktı:) O gün ne yiyeceğimi şaşırdım:) Ablamlar arkadaşına yemeğe gidecekti peşlerine takıldım güzel yemekler vardır yiyeyim diye:)Ay Allahım kimseyi aç bırakmasın yaaa. Cumartesi günü Muharrem ayının 10. günü idi ,o gün tarihte bir çok olağan dışı hadise yaşanmış ve mubarek gün sayılmıştır. O gün yapılan alışverişin bereket geticeğine inanılır. Ablam çay ,şeker gibi evde sürekli lazım gelen alışverişleri yaparken ben, bol bol çikulata aldım son kez yiyeyim diye:)

Bir yandan da "hem yarın rejime gireceğim ,hem bugün çikulata alışverişi yapıyorum, ya bir yıl boyunca çikulatam eksik olmazsa ne yaparım ben "diye korktum valla:)

Taaaa Kadıköy'de ve 3 vesait ile gittim sabahın köründe yola çıkarak :( 3 aylık bir anlaşma yapmıştım ama sanırım bu ilk ve son gidişim olacak:( Ama dediğini para verdiğim için harfiyyen uyguluyorum:).Yaaa adam ortalama kilomun ne olduğunu bile demedi bana. Ara öğün verdiği şey 2 adet ceviz içi:( Ünlü adama gitmemek lazım bunu anladım:( Sıradan bir diyetisyen eminim daha çok ilgilenir daha çok faydalı olurdu:( Amma sızlandım di mi:) Yemeseydim sınırsız, böyle sıkıntı yaşamayacaktım. Sanırım diyetisyeni bırakıp spora başlasam daha iyi olacak:( Offff offff çok mutsuzum çokkkk...

Neden ben de yiyip yiyip kilo alamaynlar gibi değilim. Öylelerine de sinir olmuyor değilim:)

Allahım yediklerim şifa olsun ama kilo olmasın:) Amin...

18 Ocak 2008 Cuma

Gönül Seyri'm hoşgeldin...

Merhaba, dün blogcu aleminde beni çok mutlu eden bir olay yaşandı. Canım arkadaşım , gönülden seyre çıkmaktan çok hoşlanacağımı bildiğim bir blog açtı nihayet... "Nihayet" diyorum çünkü çok uzun zamandır ısrar ediyordum blog açması için kenisine. Çünkü onun yazacak,söyleyecek çok sözü vardı... Çünkü o "gönül adamı" idi...

Sabah işe gelir gelmez bilgisayarımı açıp ilk baktığım yer , onun bloğu oldu bugün. Baktım ki bana teşekkür etmiş, nasıl sevindim, nasıl mutlu oldum anlatamam... Asıl ben sana teşekkür ederim, "sabah güneşim" olacağın, seni okuyacağım, gönül tahtında dost tacını giydirdiğin için...

Sevgili arkadaşlarım "mihrabad" ı sizlere iftiharla sunuyorum... Eminim siz de benim gibi onu sevecek ve yazılarını zevkle okuyacaksınız. Hoşgeldin "mihrabad.blogcu.com", hoşgeldin gönül seyrim, hoşgeldin dost!..

15 Ocak 2008 Salı

Canım İcloş'um iyi ki varsın...


Merhaba, dün İcloşumun doğum günüydü , yoğun olduğum için bloğumda bugün kutlayabiliyorum; ama dün arayıp kutladım elbette. İcloş benim en yakın arkadaşlarımdan biri. Onu çok ama çok seviyorum. Lise son sınıftan beri iyi günde ve kötü günde her zaman birbirimizin yanında olduk.İnşaallah ömür boyu da Allah bizi ayırmaz.

İcloşum sana sağlıklı, huzurlu, hayırlı, uzun bir ömür diliyorum Allah'tan. Ömrün boyunca neden yaşadığının bilince olarak, dünyanın bir aldatmaca yeri olduğunun farkına varıp, geçici üzüntülere kapılmayıp , en kötü gününde dahi bu bilinçle hareket edip hiç bir şeyin seni üzmesine izin vermeden yaşarsın umarım.Umarım her daim sevgin kalkanın olur. Umarım hep birlikte güleriz...

Sevgiyle kal canım arkadaşım, iyi ki doğdun, iyi ki varsın, nice mutlu senelere...

14 Ocak 2008 Pazartesi

Bir kaç günüm...



Merhaba, güzel bir hafta geçirmenizi diliyorum. Güzellik göreceli bir kavram olsa da...:)

Ya da şöyle açayım, sağlıklı,huzurlu,bereketli bir hafta...

Ben ne mi yaptım? Cuma günü evdeydim kuzen Musti kahve içmeye geldi. Cumartesi günü Nilü ve yeğenlerim erkenden gelip uyandırdı Mecburen kahvaltı edip temizlik yaptık:) Öğleden sonra Hilal ' e davetliydim. Nilü ve annem de Zehra ya "geçmiş olsun" a gitti.Hilal'de Nihal, Özlem, Kübra ve Serpil vardı. Uzun zamandır görüşemediğimiz arkadaşlarla bol bol muhabbet ettik ve bol bol yedik içtik:) Hep masadaydık anlaşıldığı üzre:) Hiloş süper şeyler yapmış :) Erkek kardeşi sabahtan uğradığında benim için gelip gelmiceğimi sorduktan sonra "inş. rejimdedir ,yoksa yaptıkların yetişmez" demiş Malesef haklı çıktı Ama ne yapayım hepsi çok güzeldi:) Bu arada Hilal "şu gezdiğin ,gittiğin yerlerde sofraları çekip,ne yediğinden bahsetsene " demişti ama zaten yediklerimi kendi yaptığı için gerek yok sanırım:) Başka sefer bahsederim. Bi yemek blokluğu eksikti zaten bloğumun:) Türlü yaptım mubareği:)

Akşam üstü ben de Zehra yı görmeye gittim annemlerin yanına ve oradan eve geçtik.Akşam hepbirlikte yemek yiyip, yeğenlerimle oynaştık:) En güzel yemekten bile daha güzeller, baldan tatlı canlarım benim. Pazar günü komşum Figen'de kahvaltıdaydım.İkimiz de halsizdik. "Ne yapalım" diye düşünürken sinemaya gitmek aklıma geldi. "Hadi " dedik "bu ruh halinden kurtulmak için komedi filmine gidelim" ve "Kutsal Damacana" ya gittik. Ben şahsım adına çok güldğümü söyleyebilirim:) Saçma sapan ama güldüren bir filimdi. Galeria nın sinema koltukları öyle lüks ve rahat ki, komedi olmasaydı zaten uyuyabilirdim:) Filmden sonra ise biraz mağazaları dolaşıp alışveriş yaptık. Keyifli bir gündü, iyi ki çıkmışız dışarıya. Dün akşam çok yorgundum ve hemen kendimi eve attım. Canımız çok sıkıldı ,çünkü izlediğimiz dizinin tekrar bölümü idi:) Ne yapsak diye düşündük epey. O saatten sonra bir şey yapamayacağımızı anlayıp , muhabbet etmeye başladık. Hayret ettim tv.sizlik ne kadar muhabbeti körükleyen bişeymiş:) Eskiler boşuna dememiş televizyon için " misafiri güldürmez, yatsı namazını kıldırmaz, sabah namazına kaldırmaz" diye.

Velhasıl arada bir dizilerin eski bölümlerini yayımlamalarını rica ediyorum yetkililerden:) , ta ki ben tv izlemeyi azaltıp, irademi kullanmaya başlayana dek:)

İrademiz ile hareket edip, zararı reddetmeyi bilip, karı tercih etme olgunluğuna erişmemiz dileği ile...

11 Ocak 2008 Cuma

Bir günlük bana yetmedi...

Merhaba, dün yılbaşı hediyesi şık bir ajanda gelmişti bana eve götürdüm ve uyku tutmayınca da günlük yaptım o ajandayı. Dün akşam "parmaklıklar ardında" adlı diziyi seyrettim, her nedense o dizi beni çok etkiliyor. Malum ben de empati değil, sempati var; yani karşımdakinin hissettiğini hissetme durumu:( Kesinlikle bu iyi bir şey değil, acı veriyor çünkü. Bu durumu farkettiğimden beri düzelmesi için çabalıyorum ;fakat pek muvaffak olamıyorum demek ki dizi de olsa etkileniyorum. Reklam aralarında ise " annem " dizisine zaping yaptım, orada da bir sahneye rastladım ki gözyaşlarıma mani olamadığım bir sahne idi:( İşte bu duygusal halimi günlüğüme aktardım, yani daha açıklayıcı olarak:) Nedendir bilmem üzgün zamanlarımı, dertlerimi yazamıyorum bu bloğa. İki yüzlülük değildir umarım bu durum:) Çünkü yalan da yazmıyorum, iyi anılarımı buraya, kötü anılarımı ajandama aktarıp, paylaştırmış olurum:)

İnşaallah o ajandama yazacak bir şey bulamam:) Sanırım bu dileğim pek mümkün değil , çünkü dün akşam sayfa yetmedi. Hayırlısı bakalım. Biliyorum ki her şerde ve her şeyde bir hayır vardır, yeter ki o hayrı görecek gözlere ve olgunluğa sahip olalım. Allah her daim akl-ı selim olan insanlardan eylesin bizleri... (Amin)

10 Ocak 2008 Perşembe

Hicri yılbaşımız hayırlı olsun,hayırlar getirsin...

Merhaba, tabi ben kendimi yaşlı hissederim; senede 2 kere yılbaşı tebriği yayınlıyorum:)

Şaka bir yana bugün Peygamber Efendimizin Mekke'den Medine'ye hicret ettiği ve tüm dünyadaki müslümanlarca

Hicri takvimin başlangıcı kabul edilen Muharrem ayının birinci günü. Hicret hadisesi öyle önemli ki hicri takvimin başlangıcı kabul edilmiş.Sadece bir beldeden bir beldeye gitmek değil buradaki hadisenin önemi...

İslamiyetten önce ahlaken çok kötü bir durumda olan insanlığın, kötülüklerden iyiliğe de hicreti idi bir anlamda.Ve daha bir çok hikmetin başlangıcı...

Peki ya İslam dinine mensup olan bizlerin bu hicreti gerçekten sindirdiğimiz söylenebilir mi? Müslüman olarak (Elhamdülilliah) bu hicreti gerçek anlamda sürdüremediğimizi ben kendi adıma söyleyebilirim:(

O halde hicret devam ediyor...

Bencillikten, sevgisizlikten, inançsızlıktan, savaştan, nefretten, haksızlıktan ve daha bir çok kötü şeyden , doğruya, güzele, iyiye giden yolda hicretimizi tamamlamamız dileği ile...

5 Ocak 2008 Cumartesi

Çok güzel bir günün ardından...

Merhaba, ne yazsam, nerden başlasam bilemiyorum. Güzel cümleler kurmam lazım çünkü bu yazımı okuyanların sayısı fazla olacak:) Bahsi geçen herkes okuyacak zira:)

Bugünkü yazımda, bugünden bahsedeceğim. Aslında haftasonu internete girmiyorum ; fakat bugünü pazartesiye bırakmak istemedim, ablamların evinden , bilgisayarlarında yazıyorum. Bunların bilgisayarları lap top ve ben kullanmakta zorlanıyorum bu arada:)

Evet bugün lise 1 ve 2.sınıfı bir arada okuduğum , bazılarını 10 kusur yıldır görmediğim arkadaşlarımla buluştuk.

Ev sahibimiz sevgili Ayşemizdi. Ayşe senden ummadığım bir performansla:) bizi öyle güzel ağırladın ki herkesten ve herşeyden önce sana teşekkür ederim. Ellerine ve yüreğine sağlık...

Darısı bir dahaki toplantı yerimiz olarak evini seçtiğimiz Kübra'nın başına:) Bugünden öyle memnun kaldım ki , sıra bana gelene dek bu görüşmelerimizi sürdürelim derim:)

Bugün, Sevin, Fatma, Zeynep, Özge, Kübra, Sibel, Hülya, Hülya'nın iki kızı ve Ayşe 'nin ablaları Emine ve Nesime ablalar da bizimleydi. Herkes aynı geldi bana , sanki onca yıl girmemiş araya, sanki sürekli hepsiyle görüşüyorum gibi hissettim. Böyle hissetmeme biraz da internet sebep oldu tabi; çünkü çoğu ile net aracılığı ile irtibat kuruyordum. Kurmadıklarımla da öyleydim. Öyle mutlu oldum ki bir çocuk gibi şımarıklığım üstümdeydi. Çocuk benzetmesini normalde hanım hanımcık bir hanım(!) olduğuma vurgu yapmak için kullandım arkadaşlar:))

Özgeciğim bu buluşmaya taaa İzmit'ten geldi hem de kendi kullandığı arabayla. Canım en külfetli geliş onunkiydi ona ayrıca teşekkür ederim. Kar kış demeden katıldığı için...

Fatmacığım da ABD den geldi ama ona teşekkür etmeme gerek yok o zaten Türkiye deydi ; yıllık izinlerini kullanmak için:))) Aaa pardon ona teşekkür etmem gerektiğini hatırladım :) ısmarladığım çikulataları getirmiş sağolsun:) Pek beğenmesem de olsun , sağolsun:) Benim istediklerim meğer Alaman çikulatasıymış:) beğenmesem de hatrı kırılmasın diye 5-10 tanecik yedim:) Kübracığım ben seni bugün bloğuma yazıcam diye tehdit etmiştim bi konuda ama hatırlayamıyorum yaaaa. Yazmayım diye okudun üfledin mi ne:) hatırlarsan söyle eklerim .

Herkesin farklı hikayesi, farklı hayatları var. Çoğu evlenmiş konu genelde çocuklar ve eşler olunca bekar arkadaşlar epey sıkıldı:) Ben dedim "etmeyin eylemeyin aç var tok var arkadaşlar" diye ama dinletemedim ki:) Sevin hala okuyo:) insan zeki olunca okur durur böyle :) Bu arada hala bekar, çok hanım,zeki ve kültürlü bir arkadaşımızdır. Ayşeciğim yeni evli,Kübracığım'ın iki çocuğu var ama onca ısrarıma rağmen getirmemiş:) Hülyacığım maşallah üç evlat sahibi ama hiç mi hiç değişmemiş. Zeynep bekar kurslara gidiyor bi sürü:) Özge nin de iki çocuğu var ,kızını getirmiş şeker mi şeker .Sibel hem öğretmenlik yapıyor, hem anne:) İki meslek sahibi ama maşalah üstesinden kolaylıkla gelmiş. Fatma evlenerek ABD ye gitti,aynı zamanda orada okuyor. Gelemeyen diğer arkadaşların da haberleri çok güzel maşallah Allah herkesin tadına glikozsuz tat eklesin.Doğal şekerli hayatlar diliyorum canım arkadaşlarımın hepiciğine. Yaaa gerçekten çok mutlu oldum sizlerle görüştüğüm için. Ben arkadaşlıklarına çok bağlı biriyim, hep de derim "hiç kötü arkadaşa rast gelmedim çok şükür"... Bol bol resim çekildik bugünü belgelemek için ama bende yok ben cep telefonumu kullanmadım hazıra koncam:) Tabi burda göstermiceğim ; çünkü hepsi Ayşe nin aynı üçlü koltuğunda , açı farkıyla çekilmiş resimler:)))) Evinin başka yerini teşhir etmek istemedi mi ne:)

Dönüşte de gene dört ayağımın üstüne düştüm ve beni Hülya lar bıraktı .Evlerimiz birbirine çok yakınmış:) Ayşe dönüşte benim çok beğendiğim börekten koydu çantama eve geldim baktım ki bir de sabun koymuş:) Kokuyormuydum ne:))) nerden çıktı anlamadım ki:) Oysa yeni tatilden dönmüş biri olarak ben zaten kaldığım otelden bir sürü anı olsun diye(!) hatıra sabun getirmiştim:)))

Yaaa çok şey yazmak istiyorum gerçekten çok mutlu olduğum günlerden biriydi bu; fakat elin bilgisayarından yazmak zor oluyor:) Misafir var ve ablam yardım etmemi istiyor:) Ellerin kardeşi nasıl yardım edermiş ben neden etmiyormuşum:) Haklı sanırım gideyim de edeyim bari:)

Kızlar hepinizi çok seviyorum iyi ki varsınız, iyi ki sizi tanımışım, iyi ki buluşmuşuz....

Tekrar buluşmak,görüşmek dileği ile ... Bir ömür boyu dostluğumuzun daim olmasını diliyorum Allah'tan. Sevgiyle...

4 Ocak 2008 Cuma

Kıyamam sana....

Merhaba , bu aralar dilime dolanan bir şarkı var , tekrar tekrar dinlediğim. Leman Sam'ın "kıyamam sana" adlı şarkısı. Dinlemenizi tavsiye ederim.

Sizlerle paylaşmak istedim...


Bir gün anlayacaksin neden sessizce gittigimi
Senden vazgeçmek ugruna nasil bir savas verdigimi
Mevsim kis olur hani bir yudum günes bulamazsin
Sonsuz uçurumlardaki çiçeklere dokunamazsin

Her sabah bir sayfa daha eksilip gidiyor ömrümden
Ömrümün yikintilarinda can çekisiyor umutlarim
Ellerimde acilar ellerini tutamam kiyamam kiyamam sana
Yollarimda ayaz var yaklasma yollarima kiyamam kiyamam sana
Karanlik gacalere ortak edemem seni kiyamam kiyamam sana

3 Ocak 2008 Perşembe

Yeni yılın ilk yazısı,boş yazısı:)...

Merhaba, yeni yılda ilk yazımı yazıyorum:) Ama ne yazacağımı bilmiyorum:)Sadece yeni yılda bir yazım olsun istedim de:)

1 Ocakta tatildim . Yeni yılın en sevdiğim yanı ilk gününün tatil olması :) O gün geç kalktım ,oyalandım keyifle sonra sıkılıp dışarı çıktım Nurgül'e uğrayıp anneme geçtim; malum annem ayağından rahatsız:( Dün doktora gitti ,ödem oluştuğu için emarı çekmemiş, 15 gün istirahat vermiş ve bazı ilaçlar... Bundan sonra evde daha çok vakit geçirim sanırım , "geçmiş olsun" demeye gelenimiz gidenimiz de çok olur.Zaten gelenin gitmemesi korkunç bir durum olsa gerek:)

Dün akşam halamlar geldi bile. Baş ağrısı ile gitmiştim eve ama mecbur olunca öyle bir canlanıyor ki insan misafir sofrasını bi güzel donattım:) İsteyince oluyormuş:) Zorla da istenebiliyormuş:)

Bol muhabbetli,dizisiz bir akşam geçirdik:) Akraba ziyareti bunun için sünnet olsagerek mutluluk veriyor insana.

Tabi bir yanım dizilerde olsa da ertesi gün kaybettiğim bir şeyin olmadığını anlayınca, dizi seyrederken boşa geçirdiğim saatlere hayıflanıyorum:) Bu hayıflanma bugünki dizi saatine kadar sürer:) tabi misafir gelmezse:)

Ay utanıyorum bu dizi seyretme zaafımı yazarken güldüğüme bakmayın. Bir an evvel kendimi toparlayıp, dizilere yenik düşmemeliyim. Zira vaktin hesabı zor...

Hepimiz için, vaktimizi en hayırlı şekilde doldurabilecek aklı ve iradeyi diliyorum Yüce Allah'tan...

Amin...