31 Aralık 2007 Pazartesi

Güle güle 2007,Sevgiyle gel 2008...

Merhaba, uzun bir ara verdim günlüğümü yazmaya:) aslında bir kaç yazı yazdım ;fakat o yazılar çok eskiden yazdığım deneme türündeki yazılardı. Sizlerle paylaşmak istedim.

Bu arada neler yaptığıma gelince ,Salı günü kızlarla toplandık her zamanki gibi, oradan da yengemlere gittik.Malum bayramda bayramlaşmamıştık.Farkındaysanız amcam yerine yengem diyorum :) sanırım onu daha yakın görüyoruz kendimize:) ben de şimdi farkettim:)

Çarşamba günü biraz rahatsızdım , çok şükür ertesi günü geçti. Perşembe günü Nurgül,Aysel ile birlikte Birsen'e gittik .Birsenciğim hayatına dair yeni kararlar alma arefesinde ki biz can-ı gönülden destekçisiyiz onun.Dualarımız ve her daim biz seninleyiz Birsenciğim en doğru kararı vermen dileği ile...

Cuma günü yeğenlerimi sevip evime geçtim. Cumartesi günü rutin komşu gezmelerimi gerçekleştirdim:) Önce Figen'e kahvaltıya,sonra Hacı Teyzeye kahveye,sonra da Hilal'e çaya gittim:) Pek mutfak masrafımın olmadığını itiraf etmeliyim:)))) Akşamına İcloş'u çağırdım bana ;annesi İnci Teyzem benim çok sevdiğim pilavından yapıyormuş o gün sağolsun İcloş ile göndermiş.Süper bir pilav içinde her şey var.Et ,tavuk,kayısı,hurma,kestane vs...

Ellerine sağlık İnci teyzeciğim gerçekten süper bişey yaaa. O gün Elmas ile Saliş de bana gelecekti ki annem rahatsızlanmış ayağından annemi de bana getirdiler. Nilüfer,komşular vs epey kalabalık bir akşamdı. Onlara hazır ama hoş bir sofra hazırladım:) Ertesi günü yeğenlerimi de bıraktı Nilü akşamına, eniştemler yengem ve kuzenlerim vs geldi annemi görmeye.

Benim için pek değişiklik olmadı bu vesile ile. Hafta sonum genelde evde geçiyor.

Bugün ise senenin son günü.Yarın tatil:))) Senenin bitmesinin tek güzel yanı bu:)

Günler geçiyor,yaş geçiyor:( Bunlarla beraber bütün olumsuzluklar da geçer gider inşaallah bu yıl.

2008 yılının tüm insanlık ve benim için ,sağlıklı,huzurlu,bereketli bir yıl olmasını temenni ediyorum.

Allahım bu yıl kendimiz hakkında en doğru kararları verebileceğimiz bir yıl olsun.

Kendimiz için istediğimiz bütün güzel dilekler gerçek olsun.

Daha iyi olmamanın mazereti yok biliyoruz, daha iyi olmak için gayretkar olmayı talep ediyoruz.

Bu yıl bilgimize bilgi,görgümüze görgü,cüzdanımıza para katabileceğimiz bir yıl olsun.

Bu yıl hep sağ omzumuza çalışalım,hep hayır işleyelim,hep güzel yanımız açıkta kalsın.

Bu yıl kötü huylarımızı da yok etme çabasında olalım.

Allahım, ülkemizde ve tüm dünyada savaş,kötülük,insafsızlık ve diğer bütük kötü hasletler tükensin.

Çoğalan sadece sevgi olsun...

2008 yılı hayırlı,uğurlu olsun...

27 Aralık 2007 Perşembe

Ben & Ben


Namazım geçiyor…

İçimde bir “ben” var durmaksızın bana geçmekte olan namazımı hatırlatan, kılmam gerektiğini telkin eden,beni sürekli uyaran bir “ben”…

Oysa içimde bir “ben” daha var.O da diğer “ben”i unutturmaya çalışan,aklımı başka düşüncelere çekerek beni oyalamaya çalışan “ben”.Bunların ikisi de “ben”im,ikisi de benim düşüncelerim.Birinin doğruluğundan kesin eminim,oysa hep diğerinin güdümündeyim.Bile bile nasıl yenik düşüyorum “bana”.Oysa nasıl pişman oluyorum daha sonra.

Nasıl geçtin namazım?

Nasıl dinlemek istemedim seni ben?

Nasıl Rabbim ile buluşmaktan alıkoydun beni ben? Şimdi o kadar huzursuzum, o kadar pişmanım ki, o kadar pişmanım ki; her zaman olduğu gibi…

Madem bu kadar üzülüyorum neden dinliyorum beni?

Her insan kendine zarar verir miymiş böyle acımasızca?

Nasıl unutturmayı başarıyorsun böyle kurnazca?

Ya da nasıl unutabiliyorum böyle aptalca?

Oysa Rabbim günde beş defa “hayyal es salah” , “hayal-el felah” diyerek hatırlatıyor ve çağırıyor beni,mümin ve kafiri ayıran yegane unsur namaza. Hem içimdeki “ben” de hatırlatıyor bunu. Ah diğer “ben”! Ah sen olmasan Rabbimle kavuşmamı kimse engelleyemeyecek. Ben unuttukça nasıl seviniyorsundur için için. Ben acı çekince sen de hissediyor musun? Hissetmen gerek içimdeysen şayet. Şayet hissetmiyorsan, sen zaten “ben” değilsin,olamazsın

.O zaman sen nesin söyler misin?

Neden benimlesin,neden uğraşıyorsun benimle?

Ne olursan ol başa çıkabilmeliyim seninle . Seni yenmeli, mağlup etmeliyim seni. Ama sen güçlüsün, hem de çok. Doğru olduğunu bildiğim şeyleri yapmamı engelleyebildiğine göre.

Oysa Rabbimden bu kadar eminken, namaz kılmamak bu kadar huzursuzluk veriyorken ben nasıl uyarım o sese? O ulvi sese kulaklarımı tıkayan, o davete icabet etmemi engelleyen, o mukaddes görevden beni alıkoyan hangi vicdansız ? Oysa ne kadar huzurluyum Rabbimle buluştuğum an. Ne kadar mutluyum Rabbimi düşündüğüm an…

Rabbim , ne olur beni senden,bu mukaddes görevimi ifa etmekten alıkoyma. Beni bana karşı yenik düşürme .Bana güç ver.Bana hidayet ver ve bir daha delalete düşmemi nasip etme.İrademi kuvvetlendir. Biliyorum en doğru yol senin yolun. Beni bile bile bu yoldan saptıracak gaflete düşürme. Bana iman kuvveti ver Allah’ım.Öyle büyük bir sevgi ver ki ; senden uzaklaşmayayım Mevlam. Senden uzaklaştığım gün dünya ve ahretim zindan olur.

Rabbim beni senin sevdiklerinle haşreyle. Amin…

24 Aralık 2007 Pazartesi

Gene gel tatil:)

Merhaba,bir kurban bayramını ve 4 günlük kısa L süren tatilimi geride bıraktım; ve yeni bir haftaya başladım. Herkese ve kendime iyi haftalar diliyorum.Çabuk gel Cuma günüJ

Ay benim bu işimi sevmeme durumum ne olacak yaaaa. Hakkaten Pazartesi benim için bir sendromJ Aman nankörlük etmeyeyim gene de Allah işimi eksik etmesinJ

Ama haksız da sayılmam tatil sarhoşluğunu üstümden atmadan ,işlerle boğuşuyorum. Hep böyle oluyor ;alışma süreci tanımıyor müşterilerim bana,her tatil ertesi işlerim çok oluyorL

Benim bayramım pek bayram gibi geçmedi bu kez. Kızkardeşim,Deniz ve Derya ile Arefe günü akşamı yola çıkıp ,dün akşam döndük .Spa tatili yaptık bir neviJ Dolayısı ile herkesle ya mesajla ya da telefonla bayramlaştım.Kurbanımı da bağış yaptım Allah kabul etsin.

Benim tatil anlayışım sanırım yorulmak,bu tatilde ise dinlendiğim için biraz tuhaf geldi banaJ Her gün masaj ,çamur,jakuzi,hamam,sauna ;akşamları konser vardı . Aslında dolu doluydu ama ilk kez bayramımı ailemden uzakta geçirdiğimden midir nedir, bana durgun geldi nesense. Deniz kenarında yürüyüş yaptım,çimlerin üstünde de denizi seyrettim . Yedim,içtim ,eğlendim anlıcağınızJ. Allah tekrarını nasip etsinJ

Bu vesile ile herkesin geçmiş Kurban bayramını kutluyor,nice bayramlara erişmeyi temenni ediyorum.

19 Aralık 2007 Çarşamba

Bayram tebriği...


Bu bayram. Allah'a kurban, yoksula derman, umuda can olsun...

Yüreğine bayramlıklar giydirmiş herkesin bayramı mubarek olsun...

13 Aralık 2007 Perşembe

Esrama!...

Merhaba, canım arkadaşım ve akrabam Esra Aydeniz! Duydum ki benim bloğumu okuyormuş hergün.Nasıl sevindim anlatamam. Ama biraz da heyecan yaptım:) Esra 'nın edebiyatı,hitabeti çok iyidir; gelişigüzel yazdığım için biraz da utandım:) Sevgili Esra eskisi gibi görüşemiyor oluşumuz,uzun uzun muhabbet edemiyor oluşumuz sana olan muhabbetimden,sevgimden hiçbir şey eksiltmedi.Senin bendeki yerin çok özel.Ciddi söylüyorum yıllarca yüzünü görmesem bile sıcaklığın kalbimde hep aynı. Saliha'yı ve annen Hacer Teyze'yi de çok özledim.Hepinizi birden en kısa zamanda görmek istiyorum.Hepsine selam söyle ,öp benim için:)

Ay Allahım bu sanal dünya iyi mi kötü mü oldu anlamış değilim:) Ben bunları senin yüzüne demeliyim ya da telefonda iletmeliyim.Gel gelelim kolaycılığa kaçıyorum .Ama olsun kız bu sayede herkes seni sevdiğimi okuyor:) Kıyak bi durum bence biraz da...:)))

Dostluğun için ,duaların için sağ ol,var ol sevgili Esra...

Görüşmek ümidi ile...

Zaman...



Zaman, bazen öyle uzun geçiyor ki;duvardaki saati alıp,vaktin geçmesi için insanın içinden çevirmek geliyor.

Bazen de öyle kısa,öyle kısa ki;gözümüzü açıp kaparken geçiyor da durduramadığımız ve doyasıya yaşayamadığımız için hayıflanıyoruz.Ne de olsa insanoğluyuz,galiba biraz da nankörüz.

Bizler hiçbir şeyden mutlu olmuyor,verilen onca niğmete şükür borcumuzu yerine getirmiyor ve asla "yeterli" kelimesini kullanmıyoruz.Keşke kullanmasak hayırlı ilim öğrenirken,iyi işler yaparken,güzel huylu olmada kullanmasak.

Maddede değil,manada olsa gözümüz.Keşke...

11 Aralık 2007 Salı

Deneme/1999



Ağaçların çıplak olduğunu fark ettim bugün.Sonbahar gelmiş;hatta kışa kapı aralamış bile. “Buyur” dediği an başlayacak görevine kış.Ve kış ile birlikte saniyenin saat gibi işlediği uzun geceler, kah kar ile kah yağmur ile dinmeyen gözyaşlarını üzerimize boşaltan gökyüzü,ve soğuk,soğuk,yine soğuk…

Zannediyorum bu soğuk havaya biraz da güneş sebep oluyor.O, kışın tatil yapmayı seviyor ve istirahata çekiliyor.Ara sıra ziyaretimize geliyor tabi; fakat geri dönüyor gittiği yere.Ama o hiç bana “elveda”demedi.Sözünde hep durdu ve geri döndü.Hatta kimi zaman ,üşümemek için yaktığım sobayı kıskandı da ansızın giriverdi odama.Söndürdüm tabi sobayı.Güneşim varken ne hacet suni ısıtıcıya.O bana sıcaklığı ile birlikte sevgisini de sunuyor. Zaten sevgi de sıcaklıktan doğmaz mı? İnsanların kışın daha asık suratlı,daha soğuk olmalarının sebebi bulundukları havanın soğukluğundan olsagerek.

Güneşi bu kadar sevmeme rağmen her güz ve kış mevsimlerini de iple çekiyorum.Beni onlara çeken şey hissettiğim merak duygusu galiba.Fedakar ağaçlar kendi giysilerini üşümek pahasına üzerlerinden çıkartıyor ve ayaklarımız üşümesin diye yerlere seriyor.Bu özveri beni büyülüyor doğrusu.Belki de gocunuyorumdur,belki düşündükleri ben değil topraktır kim bilir. Ama olsun böyle düşünmek hoşuma gidiyor.

Hele gökyüzünün sırrına bir türlü erişemedim.Sürekli ağlıyor o.Gözyaşları dinmek bilmiyor nedense .Dinse dahi onda hep hüzün görüyorum.Neden bu kadar dertleniyor,neden bu kadar içleniyor bir çözebilsem,bir nebze olsun yardımcı oalbilsem,keşke…

Hüznünün sebebi kuşlar mı aceba?Güzün onu terk ediyorlar ya ,yalnızlıktandır kimbilir.Peki ya Ay? Ay onun en yakın arkadaşı ,güneş ziyaretini seyrekleştirdiğinden beri onu

Hiç yalnız bırakmıyor.Ama heyhat! Özlenmez mi o güzel ötüşlü kuşlar?...

Hasta da olabilir…

Her gün bacalardan yarış edercesine yükselen kirli dumanlara dayanamamıştır belki de…

Belki de sevdiği vardır…

Güneşe mi aşık aceba?

Keşke bilsem,keşke derdine derman olabilsem.Heyhat! Ben kendi derdime derman olamamışkenona ansıl merhem olayım.Yeryüzünde kimden medet umabilirsin ki gökyüzü?

Benim gibi herkes dertli bu dünyada. Aman Allah’ım! Yoksa sen bizim dertlerimize mi ağlıyorsun durmadan.Doğru ya onca insanın türlü türlü dertlerine ancak uçsuz bucaksız yüreği olan sen dayanabilirsin.Yıprandığın doğru lakin sen güçlüsün,bunu biliyorum.Çabucak toparlanıp ilkbahara gülümseyebildiğine göre…

Sana mavi ne çok yakışıyor bir bilsen gökyüzü.Sen maviye büründüğünde deniz de sana eşlik ediyor. Hele yeşille olan muhteşem uyumun gözleri kamaştırıyor. Sen gülünce çiçekler ve çocuklar çok mutlu oluyor.Ne olur sen hiç ağlama.Çocuklar ıslanıyor sen ağlayınca,çocuklar üşüyor kar yağdığında,çocuklar öksürüyor soğuk havalarda…

Bencillik mi bu düşündüklerim.GalibaL çünkü güneşin tatile gittiği yerlerde de onu ağırlayanlar ona hasrettiler..O gelince onların da gökyüzleri gülüyor sevinçle.Onların da çocukları var kuşları bekleyen.

Paylaşmayı bilmeliyim galiba. Evet evet paylaşmalıyım. Güneşimi,gökyüzümü,kuşlarımı,çiçeklerimi sevgimi,güzel olan,reel olan her şeyimi paylaşmayı kabul ediyorum artık.

Bir parça da siz alır mısınız?

10 Aralık 2007 Pazartesi

Son 6 günüm...

Merhaba! Uzun bir süre olmuş yazı eklemeyeli.Bir tanıdığım “en son 4 Aralıkta yazmışsın” dediğinde fark ettim ben de:) Yazacak bir şey mi olmadı yoksa yazmaya hal mi bulamadım bilmiyorum.Alışmışım sinema ve tiyatro yorumu yazmaya ya,belki de bu hafta herhangi bir şey izlemeyişimden yazmamışımdır:)

Neler yaptım hatırlamaya çalışıyorum şimdi.Tabi dizilerden yardım alacağım ki hatırlayayım:) Ne kötü değil mi, nasıl bir yer edinmişse hayatımda diziler onlarla hatırlıyorum zamanıL Çok fazla dizi seyrediyor olmamdan duyduğum rahatsızlığı psikoloji öğretmeni olan komşum Gönül abla ile paylaşmıştım bir keresinde bana “ mutlu oluyorsun ,yorgunluğunu öyle atıyorsun çok kötü bir şey değil” demişti, ben de biraz olsun rahatlamıştım.Fakat yorgunluğumu atmak için daha faydalı ,yararlı uğraşlar edinsem daha iyi olur kanaatindeyim. Her sene "bu yıl dizi izlemeyeceğim" diyorum ama gene kaptırıyorum kendimi.Cumartesi günü NTV de bir programda Murathan Mungan, yabancı bir yazarın sözünü söylemişti “yaşadıklarımla kötümser,irademle iyimserim” diye.Ne kadar manidar değil mi ama o kadar da sancı verici.Bakınız bu sözü hafızama yazmakla hata mı etti sancı verdi şimdi.Dizi izleme noktasındaki iradesizliğimi yazıp arkasından bu sözü hatırlayarak zayıf oluşumu hatırladım ki bu bana sancı verdi.Neyse sancı çekmeyi seviyorum.Sancı varsa ümit vardır her daim.

Velhasıl, Salı günü her Salı olduğu gibi arkadaşlarla toplanacaktım ki Nurgül çağırdı “yarım saat de olsa gel” diye. Nurgül ‘ün annesi ertesi gün hastaneye yatacaktı ,4 çocuğunu evde dünyaya getirmiş ve hiç doktora gitmemiş biri olarak çok korkuyordu.Biz de birlikte kafasını dağıtmaya çalıştık ki saatler ilerledi ve ben ordan ancak eve gidebildim:) Cemile teyzemiz ameliyatını oldu ,başarılı da geçti çok şükür ,inşallah her şey yoluna girer.Korktuğu kadar olmadığını anladı ama her şeyin ilki ürkütücüdür bu tecrübeyi ne desek de kendi yaşayarak anladı.Kuş olup kaçmak istiyordu, “fazla para vermeyi teklif etsem canımı acıtmasalar” diyordu:) Tecrübenin verdiği dersi hiçbir keskin söz veremiyor maalesef.

Çarşamba günü komşum Yeliz’ e “ev işinde yardım edeyim” dedim ki(aslında o zorla yaptırıyordu:)) Nurgüller hastaneye gidiyorlarmış beni de aldılar Yeliz’e pek yardımım dokunamadı maalesefJ Perşembe günü evdeydim.Cuma günü de evime gittim yeğenlerimi sevip.Cumartesi günü kendi kahvaltımı komşum Figen’ de yapıp, Nilü hasta olduğundan yeğenlerime kahvaltı hazırlamaya gittim, ordan da Cemile teyzeyi hastanede ziyaret ettim.

Akşam Gönül abla geldi çaya epey muhabbet ettik.Bir ara da Figen uğradı.

Pazar günü ise Figen ile alışverişe gittik birlikte uzun zamandır çıkmıyordum alışverişe ayaklarım ağrıdı :) Akşam da Asu Teyzeme gittim, annem ordaymış. Teyzem köyden geldiğinden beri gidememiştim iyi oldu. Ay aman göya bişey yapmadım dedim ama uzun oldu birikince.Epey de bişey yapmışım :) Bir de ayrıntıları ile yazınca böyle uzuyo.Bir arkadaşımın bloğuna yorum yapan biri “ne bu böyle ,bize ne sizin yaptıklarınızdan her şeyi yazmayın” diye yorum yapmıştı çok gülmüştüm,inşallah o kişi benim bloğuma rastlayıp okumaz ;çünkü öfkesi artabilir. Kime ne canım tapusu benim değil mi istediğimi yazarım :)

Dolu ve anlamlı anlar yaşayıp,yazmak dileği ile…

4 Aralık 2007 Salı

Kesintisiz muhabbet...

Merhaba, bir haftayı daha geride bırakmanın hüznü ve yeni haftanın heyecanı ile, herkese bol bereketli,hareketli,huzurlu bir hafta diliyorum.

Geçtiğimiz hafta yoğun bir hafta idi.Sosyal faaliyetlerin bol olduğu ,3 sinema filmi izlediğim bir hafta ... Normalde yılda bir kez anca giderdim sinemaya ama bu hafta kısmetimde 3 tane birden izlemek varmış.

Cuma günü Arzu ablam geldi Erim'le birlikte kalmaya.İlk kez sakin bir gece yaşadık:) sadece annem, babam, Saliş ve ben vardık.Sabahı kabustu tabi:) Salih Balıkesir'den,ablam ve çocukları evlerinden geldi sabahın köründe:(

Zaten geç yatmıştık sayelerinde uyuyamadık:)

Cumartesi günü gündüz Nilü ve Hilal ile birlikte iş arkadaşım Aylin'e oturmaya gittik.Bizleri ağırladığın için çok teşekkürler Aylinciğim,yine geliriz:)

Cmt akşamı da ailecek Salih'in gelmesi şerefine(!) annemde yemekteydik:)

Pazar günü ise ablamda kahvaltıdaydım,oradan Hüseyin'in nişanına gittim,Hüseyin'e ve müstakbel eşi Zeynep'e huzurlu,bereketli,sağlıklı bir yuva temenni ediyorum.

Oradan da İclal ile buluşup bir şeyler yiyip ,sinema izledik.Akşamına evime geçtiğimde Saliha ve kuzen Musti bana gelmişler kahve içtik,yalancı mantı makarnası yedik:) ve Musti ile birlikte işi gereği araba ile gitmesi gereken yerlere gittik.Kahve Dünyasında mola verdik ki sahlepleri çok büyük bardakta veriyorlar,çok fazla geliyor midem bulandı doğrusu:)

Bu arada komşularıma müjde vermek istiyorum Pazar günü Kahve Dünyası'ndan kendime kahve pişirme makinesi aldım:) Dün de ilk kez profesyonel kahve yaptım. Nasıl taştı anlamadım,sanırım kısmetim bol:)))) Velhasıl artık kahveler benden:)

Aramızda kalsın kahve bahane,hedef muhabbet:)

Dost meclislerinde, kesintisiz muhabbet dileği ile...

Anka Kuşu...


Merhaba,Pazar günü İclal ile birlikte Mesut Uçakan'ın filmi Anka Kuşu'nu seyrettik.Filmi izlerken emeğe saygılı biri olarak hiç yapmayacağım bir şey aklıma geldi , sinema salonunda çıkmak,çıkmadım tabi:(

Ama çok istedim çıkmayı ,bir filmi izlerken hiç bu kadar canım sıkılmamıştı. Mesut Uçakan kusura bakmasın çok basit bir film yapmış.Nette inceledim ,Uçakan'ın film hakkında anlattıkları ile alakası yok filmin .Anlatmak istediklerini yansıtamamış,oyuncuları çok kötü seçmiş,çoğu rol yapmayı beceremeyen insanlar .Uçakan'ın başka filmlerini izlemiştim içlerinden çok beğendiklerim olmuştu ama bu "Anka Kuşu" cidden çok kötü bir film olmuş.