27 Mayıs 2008 Salı

İşte geldim, burdayım:) ...

Yine, yeniden merhaba:) Blogcuda bir sorun vardı sanırım ancak erişebiliyorum . Haftasonumu kaynatmam blogcuya:) zira çok güzel bir hafta sonuydu , geride bırakmanın hüznünü yaşadığım...

Cumartesi günü daha önceden bahsettiğim gibi lise arkadaşım Özge'ye gittik İzmit'e, Sevin, Ayşe, Kübra, Saliha, Esra ile birlikte. Başka bir şehre gideceğimizden uzun yol psikolojisindeydik; fakat İstanbul içi bir yerden bir yere gitmenin daha zor olduğunu farkedip, sık sık Özge'ye gidebileceğimizi düşündük:)) Özge'nin yeni taşındığı evini çok beğendim. O eşyanın değil, eşya onun emrinde.Evini çocuklarını düşünerek dizayn etmesi de çok hoş. Özgeciğim, pratik, huzurlu, iç açıcı, güzel evinde ailenle birlikte sağlıklı, huzurlu ve sevgi dolu yaşamanı dilerim.

Cumartesi günü çok mutlu oldum, çok keyif aldım ve çok neşelendim. Lise arkadaşlarımın çoğu ile çok uzun yıllar görüşmemiştik. Birbirimizi bulunca bir daha kopmamak üzere; fakat sanki ara vermemişizcesine arkadaşlığımız sağlam, güvenilir bir şekilde devam ediyor. Onların yanında kendimi iyi hissediyorum, keyifleniyorum; ve her şeyden önemlisi bir şeyler öğreniyorum. Ben hayata dair biriktirdiklerimi hoyratça tüketirken, onlar hiç değişmemiş , bilakis gelişmişler. Doğru ve dolu insanlarla görüşmenin faydasını bir kez daha tecrübe ettim:) Düşünün ki ertesi günü kitapçıya gidip kitap aldım kendime. Biliyorsunuz uzun zamandır kitap okumuyordum. Şimdi elimde bir kitap var, bitsin sizlerle de paylaşırım inşallah. Özgeciğim bizi misafir ettiğin için sana çok teşekkür ederim, en kısa zamanda görüşmek ümidi ile...

Cmt . akşamı ablama gittim, yeğenlerimi sevmeye. Onları çok özlemişim bol bol oynadık. Ablamın komşusu Zehra abla geldi bir ara , kahve içip hoş sohbet ettik. Zehra ablayı benim komşum Gönül ablaya benzetiyorum, ikisi de çok şeker...

Pazar günü ablamlar pikniğe gittiler , ben kene korkusundan gidemedim. Pikniğe götüreceklerini ve etleri birlikte hazırladığımızdan da aklım kaldı, üzüldüm:) Kitapçıda vaktimi değerlendirirken, kızkardeşim aradı onlara katılmam için. Elmas, Ayşe, Saliha ve Elmas'ın kuzeni ile birlikte İst.'u biraz turlayıp, Elmasların Kısırkaya'daki evlerine gittik. Nilü piknik için ne hazırlamışsa ,aynını marketten aldık ve orada mangal yaktık:)) Ah boğaz , sen neler yaptırıyorsun , sana düşkün olana:))) Hepimiz yemekten mutlu olduğumuz için olsagerek, o günümüz çok güzel geçti . Sessiz, sakin bir ortamda denizi izleyerek ve türkü dinleyerek yemeklerimizi yedik:) Müzikten yana tercihim sanat müziği olsa da hepsi türkü diye tutturunca bütün çabalarıma rağmen benim repertuvarıma rağbet yoktu:) Oradan dönüşte tesislere gidip, çaylarımızı içtik, Deniz de katıldı bize.

Dün akşam da Aysel,Birsen ve Hafize geldi bize oturmaya.

Perşembe akşamı uzun zamandır ilk kez kapımızı çalan Hilal'in gelişini de yazmadan geçmeyeyim:) Eskiden görüşmememiz yazılacak bir hadiseyken, şimdi görüşmelerimiz öylesine seyrek ki yazmadan geçmem olmaz:( Bir şey değil Asaf teyzesini tanımıyor ona içerliyorum. Yapacak bişey yok hayat ve tercihler bunu gerektiriyor. Ben Asaf'a kendimi büyüdüğünde teyzesi olarak belletirim evvelallah:) Dostluk öyle değerli ki, muhafazası ve mukaddesatı özenle korunmayı gerektiriyor.

Hayata ve zamana harcatmayacağınız, şartların yıpratıcı değil olgunlaştırı , emeklerin karşılıklı olacağı, içinde huzur bulacağınız , sevgi dolu , emeği hakeden sıcacık dostluklara...

Not: Ayşe, erdin mi muradına:)))

Hiç yorum yok: