19 Eylül 2007 Çarşamba

Bir gezi ve ölüme dair düşündürdükleri...

Merhaba! Dün 15 gün önce düşen ve benim, ihmal nedeni ile yapıştırtamadığım dişimi yapıştırmak için Sevin’in ablası Sevinç abladan randevu aldım.Sağolsun davet etti ve iftarı da muayenehanesinde açtık. Oradan teleferikle Pier Loti’ye çıktık ve çay içtik. İzmir’de ve Uludağ’da teleferiğe binmiştim ;ama kısa mesafe olmasına rağmen bu teleferikten çok korktum doğrusu. Sanırım bu korkuya sebep mezarların üstünden geçiyor olmamızdı.Bizim keyif için gittiğimiz yerde, bir zamanlar yaşamış olan insanların mezarı var. “her nefis ölümü tadacaktır” Ayet-i kerimesi de bunu haber verirken neden kendi ölümümüzle barışamayız?

“Ölüm ,ölene bayram bayramda sevinmek var
Oh ne güzel bayramda,tahta ata binmek var”
ve
“Ölüm güzel şey ,budur perde arkası haber
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber” diyen Necip Fazıl ne güzel bakmış ölüme

“Her insan oruçlu doğar,ölümün iftar sofrasına” diyen Erdem Bayazıt ne güzel kabullenmiş ölümü.

Ölümün idrakine varıp, öleceğimizin bilinci ile yaşamamız, ölümü vuslat görebilecek imani olgunluğa erişmemiz dileği ile…

Hiç yorum yok: