15 Ekim 2010 Cuma

İşte ARDA!












Merhaba,5 günlük Güney Doğu Anadolu gezimizin en küçük ferdi olan Arda için özel bir yazı yazacağımı söylemiştim ya işte bu yazı o yazıdır:) Arda’yı, havaalanının uçağa götüren otobüsünde gördüm ilkin ananesi ve annesiyle birlikte. Öyle güzel bir çocuk ki dikkat çekmemesi mümkün değil. Fakat ben bizimle aynı turda olduklarını düşünmemiştim o an. Uçakta bu güzelliği seyretmeye devam ettim ama hala aklıma bizim turda olacağı gelmedi normal olarak:) Ta ki Diyarbakır Havaalanında inip otobüse binene kadar:) Annesinin deliliğine şok olmakla beraber:) çocukluğuma çok benzettiğim Arda ile aynı turda olmaktan çok mutlu oldum. Bu bal çocuk turumuzun neşe kaynağı idi. Ben süper zeka olduğunu iddia ediyorum. Çünkü 2 yaşında olmasına ve “nene,baba “ kelimelerinden başka konuşamamasına rağmen ne dersek anlıyor ve istediği her şeyi anlatabiliyor. Gördüğüm en mutlu çocuklardan biri maşallah. Dönüşte uçakta baba krizi tutana değin tur boyunca hiç mızmızlanmadı. O krize de ben sebep oldum biraz:) Kucağıma aldığımda baba deyince camdan dışarıyı gösterip babasının aşağıda olduğunu , onu beklediğini söyleyince çocuk neredeyse uçaktan atlayacaktı:) Ay ben ne bileyim bu denli krize girdiğini:) Canım benim yaa o halini görünce Arda’nın hep dua ettim “Allah’ım hiçbir çocuğu anne-babasından ayırma” diye. Arda beyimizin süper zeka olduğunu düşündüğüm gibi onun ilerde temizlikçi olacağını da tur boyunca her gittiğimiz yerde süpürge bulup temizlik yapmasından dolayı düşünmedim değil:) Algıda seçicilik buna denir. Yaw nereden bulur o süpürge ile faraşı anlamadım ki:) Sıra gecesinde davula ve bana takıp -tuttuğumu koparacağımı anlamış olmalı :)- ki davulu almak için beni seçmesi de ayrıca bir ilginçlikti:) Elimden tutup tutup davulcuya götürdü beni:) Sonunda davulcudan rica edip davulu alıp eline verdiğim de anladım ki Arda’nın abuk mesleklerinin arasına davulculuk da girdi:) Daha sonra durmaksızın davul çalma isteği ile baş edemeyip Antep’ten davul aldı annesi ona:)Hatta çarşıda dağıldığımızda anlaşmıştık kim görürse hemen alsın diye , Arda görmüş olmalı ki annesi Elif aldı beyimizin davulunu:) O davul otelde,otobüste düşmedi elinden bir daha:). Saliha "Arda’yı köşede indirin" dese de tüm tur halkı onu öyle sevdik ki davul sesi bile bizi rahatsız etmedi. Ardacığım bizimle birlikte kebap yiyen, sıra gecesinde oynayan, kahve telvesini parmaklarıyla yiyen, künefeyi çatal ve bıçak kullanarak yiyen özel bir çocuk. Gezi boyunca annemle her konuşmamızda Arda’dan bahsettim durdum, gelince resmini gösterdiğimde ise o da bana benzetti:) Yine gezi boyunda Arda’ların arkasında Seyhan ile Süleyman oturduğundan Arda onlarla oynadı diye feci kıskandım:) Hatta Süleyman’a dayı demesi ve bana teyze diyememesi beni çatlattı:) Yine gezi boyunca Arda’ya sürekli denize nasıl atladığını,nasıl daldığını ,nasıl yüzdüğünü ve annanesinin ona nasıl kızdığını sordum ki çocuk sonunda otomatiğe bağladı , yazık sesimi duyar duymaz ardı sıra yapıyordu bunları :)

Ya ben bu çocuğa hasta oldum. Elifciğim seni ve Arda’yı çok sevdim ben .İyi ki sizi tanıdım . Ailecek çok mutlu olun her daim. Bal Arda’ma kocaman öpücükler,annesine ve ananesine de…

Ştttt maşallah demeyi unutmayın heee...

Hiç yorum yok: