18 Temmuz 2008 Cuma

Aynalar Koridorunda Aşk...


Merhaba, 3. kitabım bittiJ Kitabımın yazarı Mustafa Ulusoy. Kendisini, psikiyatrist doktor olduğundan 1,5 seans terapi alarak şahsen de tanıma fırsatım olmuştuJ “Sen de anma psikopatmışsın şeker ”dediğinizi duyar gibiyimJ Valla 3 ayrı uzmandan toplam 4,5 seansı geçmeyen terapi aldım sadece. Keşke fırsatım olsa da hep alsam hiç fena olmaz:). Eeeee acıların kolayına üstesinden gelinmiyor. Neden 1,5 seans derseniz, çok uzaktı yetişemedim, ilk yarım saatim yandıL Yanarım yanarım ona yanarım:) Ama hayatımdaki en zorlu ve acılı dönemimde başvurduğum Ulusoy, net tesbitleri ve net söyledikleri ile beni çok rahatlatmıştı. Allah hepsinden razı olsun.Annem ile ablama, söylediklerini anlattığımda “bunları biz de dedik, illa para mı vermen gerekiyor rahatlaman için” deseler de, konusunda uzman olduğunu bildiğim ve objektif baktığına inandığım birinin söyledikleri kesinlikle çok farklı etkiliyor. Etrafımdakiler benim yakınlarım, onların söyledikleri doğru da olsa objektif olamayacaklarını düşünüyor insan. Seçtiğim bütün danışmanlar iyi insan olduklarından “bir daha gelmene gerek yok , boşuna paranı harcama , ilaç da vermiyorum bu acıyı yaşayacaksın ve geçecek,bu zamanda öğrendiklerin karın olacak ,haydi uğurlar ola” gibi sözler söylediklerinden bir daha gidememiştimJ Evet dedikleri gibi hiç bir acı ilk yaşanan andaki kadar acıtmıyor, vefakar zaman ilaç vazifesini her zamanki gibi görüyor ve acıları tedavi ediyor. “Her şerde bir hayır vardır” sözü gene hakikiliğini gösteriyor ve bir çok şey öğretiyor insana. Ay amma uzattım sözü daha kitabı anlatacağımJ Hem bu kez sadece kitabın arka yüzünü değil, kitapta altını çizdiklerimi de yazacağım. Bu kitap bir roman, ama öyle içerikli ve öyle doyurucu ki her insanın yaşadığı duygulara,çıkmazlara farklı bir boyut getirerek okuyana kesinlikle fayda verecek , farkındalık sağlayacak bir roman. Bu arada bloğumda çalan şarkının sözlerini yazı yazarken farkettim, tam bu kitap konusunun çıkış noklası olan düşüncelere benzer sözler:) Hakkaten farkındalığım sağlanmış benim yaw:)))
Kitabın tanıtımı şöyle :
"İnsanın temel acıları" roman üçlemesi yapma niyetiyle yola çıkan Mustafa Ulusoy bu üçlemenin ilk romanı olan Aynalar Koridorunda Aşk da, insanın en temel korkusu ve acısı olduğunu düşündüğü sevilmeme ve değersizlik korkusunu işliyor roman boyunca.
Roman modern zamanı aşk yorgunu olan insanları yaşadığı bir çağ olarak tanımlıyor. Roman bir yaşantıdan çıkarılarak, bir sığıntı haline getirilen aşkın, insan kalbini sadece yaraladığı ve kendinden istenileni veremediği tezini işliyor.
Roman kahramanlarından Kırmızı, Gri ve Sarı geçmişleri farklı da olsa, üçüde çılgınca sevilmek istiyorlar. Üçü de aşka sığınıyor, ama yaşadıkları her aşk onların acılarını daha da artıyor.
Dr. Mavi ise aşk yorgunu insanlarla çalışmaktan yorgun düşmüş, onlara nasıl yardımcı olacağı konusunda kafası karışık bir terapisttir. Dr. Mavi ile arkadaşı Beyaz aşk, benlik, narsistleşmiş benlik, insanının acı karşısındaki tutumu, hayatın zorluğu, iyi-kötü, varolma sorunları konusunda söyleşiyorlar.
Kırmızı, Gri ve Sarı Dr. Mavi ile söyleşiyor, Dr. Mavi Beyazla. Romanın sonunda Kırmızı, Gri ve Beyaz’ın hayatları ilginç bir şekilde birbiri ile kesişiyor ve roman beklenmedik şekilde sona eriyor.
Aynalar Koridorunda Aşk bir aşk romanı değil, "aşkın romanı" sloganı ile çıkmış bir kitap.
Hem aşktan duyguları yorulmuş, hem de aşkla henüz tanışmamış ve aşkın yorgunluğunu tatmamış insanlar için ilginç bir kitap Aynalar Koridorunda Aşk.
Benim altını çizdiklerim :
* İdeal bir ilişkide, arkadaşınızın sizi ne fazla,ne de eksik değerlendirmesi beklenir. Karşınızdaki insanın sizin hakkınızdaki makul kanaati, ilişkinin içinde barındıracağı olası dengesizliklerden hem sizi, hem de onu korur. Bir insanın sizde var olan yetenekleri görmezlikten gelmesi incitici olabileceği gibi,sizinle ilgili yüksek beklentilere girmesi ve yüksek beklentilerine alet ederek sizi gerginleştirmesi de ilişkiyi zedeleyebilen tehlikeli bir tutumdur.
* İnsan şaşkınsa yapması gereken şey durmaktır.
* İnsan için en zor durumlardan biri birbirine zıt iki duyguyu aynı anda yaşamaktır.
* İnsanlar dünyanın geçiciliğinin farkına varmayıp, zamanlarını sorumsuzca tüketebiliyordu. Sonsuz bir zaman aralığı yaşar gibi yaşayabiliyordu insanlar.
* Değerli olduğunu hissedemeyen bir insan gerçekten sevemez, hep sevilmek ister -* O, ceviz kabuğunun içindeki cevizi merak ediyor, zihnini cevizin kabuğuyla meşgul etmiyordu.
* İnsan varoluşunu kuran değil,seyredendir.
* Küçük ayrıntılar insan yaşamının önünü bazen ciddi olarak tıkayabilir. İnsanın yaşamını tıkayan büyük sorunlar değil, küçük takozlardır.
* Bir insana verilen en önemli şey, insanın kendisidir. “Bana kendimi veriğin için Sana teşekkür ederim. Ve bana vermediklerin için Sana yönelen tüm kızgınlıklarım,öfkelenmelerim, şımarıklıklarım için Senden özür dilerim.”
* Yaratıcı insana kaldıramayacğı bir hayat, dert, sıkıntı , acı, yük, varoluş vermiyordu.Acıları çekilemez,dayanılamaz hale getiren, insanın acılar karşısındaki tutumuydu.
* Hayatta en mutsuz insanlar mutlu olmak için çılgınca uğraşanlardır.
* Kişisel tarihi ile uzlaşması için , insan kendisini bağışlamalıdır.
* Yıldızlar gece çıkıyor. Yıldızları görmek isteyen insan geceye razı olmalıdır. Hayatın yıldızlarına ulaşmak istiyorsan , içindeki geceye razı olmalısın.
Aslında altını çizdiğim çok ama çok şey var bu kitapta. Ben sadece bir kaçını yazdım . Hem elim acıdıJ, hem de bu kitabı okuyarak siz de satırların ve hayatınızın anlamını çizmelisiniz. Bu kitap okunmaya değer ve çok ama çok anlamlı bir kitap. İnsana anlamını ve değerini bulduran bir kitap. İlgilenenlere… Not: Bu kitabı ödünç aldığım arkadaşım İclal'e teşekkür ederim. Biraz kitabını çizdiğim için ise özür dilerim:)

Hiç yorum yok: